Refah devleti uygulamalarının tartışılıp neo-liberal politikaların uygulanmaya konulduğu 1980’li yıllardaki ekonomik ve mali krizler, ülkelerin sosyal politika belirleyicilerinde çeşitli aktörlerin yer almasına imkân tanımıştır. Özellikle ülkelerdeki sosyal refah politikalarının belirlenmesinde merkezi idareye destek olma amacı taşıyan yönetişim ilkesi katılımcı bir yönetim mekanizmasına zemin hazırlamıştır. Böylece sosyal politikaların bel kemiğini oluşturan sosyal hizmetlerde yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar katılımcı bir idare şekli yerelde ortaya çıkarılmıştır. Özellikle kent konseyleri eliyle yerel alandaki sosyal yönlü hizmetlerin türünü belirleyen yerel halk, kararlara da katılarak hizmetlerin niteliğinin gelişmesine ve verimliliğinin artmasına katkı yapmıştır. Türkiye de kamu yönetimi alanında başlattığı reformlar aracılığıyla yaşanan bu tür gelişmeleri yerelde uygulama koymuştur. Bu bağlamda 2004 yılından itibaren yerel yönetim alanında başlatılan yasal düzenlemelerin içerisine kent konseyleri de eklenerek sosyal hizmetlerin yerelleşme süreci hızlandırılmak istenmiştir. Çalışmada kent konseylerinin sosyal hizmetlerin yerel idareler eliyle yaygınlaştırılması arayışı sürecine olası katkılarının ortaya konması amaçlanmıştır.
The economic and financial crisis in the 1980s, during which social welfare government policies were debated and neo-liberal policies were being implemented, made possible various agencies in social policy determinants of countries. In particular, for the determination of social welfare policies of countries, governance principles to help central administration led up to participative management mechanisms. Therefore, in social services as the root of social policies, a participative management model occurred from local administration to non-governmental organizations in local areas. Local people determine the type of social services in local areas by city councils in particular. Therefore, by participating in the decision making, they contribute to the development of the quality and effectiveness of these services. Thanks to its reforms in public administration, Turkey started to implement these developments in local areas. In this context, the country has aimed to accelerate the indigenization process of social services since legal regulations started in 2004. The study aims to clarify the potential contributions of city councils to the extensification demand of social services through the policies of local administrations.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 28, 2021 |
Submission Date | June 12, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 |