Eski çağlardan bu yana birçok yapı türünde üst örtü sistemi olarak kullanılan kubbe, Türk mimarisinin de başlıca üst örtü elemanlarındandır. Klasik Osmanlı döneminde boyut ve taşıyıcı sistem açısından en abidevi haline erişen kubbe mimarisi, Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemlerinde de kullanılmaya ve çeşitlilik göstermeye devam etmiştir. Bu çeşitlilik bölgelere, yörelere ve zamana göre değişiklikler göstermektedir. Malzeme ve teknik açıdan oluşan bu çeşitlilik, ahşap üst örtülü camilerde, daha çok bir duvar yapı tekniği olan bağdadi teknikle inşa edilmiş kubbeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağdadi kubbeler destekli veya desteksiz olarak inşa edilebilmektedir. Destekli kubbeler oturtma çatının, desteksiz kubbeler ise asma çatının içine; ahşap tavanın ortasına yerleştirilmektedir. Bu teknikle inşa edilmiş tek kubbeli ve çok kubbeli örnekler mevcuttur. Bu da bize bu türün sembolik olarak kullanılmadığını, belirli bir gelişim gösterdiğini kanıtlamaktadır. Kubbe, Türk mimarisinde, mekânsal gelişim ve üst örtü sistemi açısından büyük öneme sahip olmakla birlikte, bu makalenin konusu olan bağdadi kubbeler söz konusu gelişim içinde hak ettiği ölçüde incelenmemiştir. Bağdadi kubbeli camiler hakkında çok az yayın bulunmaktadır. Bu yayınlarda da sadece yapıların genel özellikleri hakkında bilgi verilmektedir. Yerel bir gelişim ürünü olarak görülen bağdadi kubbenin Türk mimarisi içindeki yerini alması gerekmektedir.Anadolu'nun büyük kesiminde örneklerine rastlayabildiğimiz bu teknik, yoğun olarak Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerinde görülür. Her ilin örnekleri birbirlerine benzer ve farklı özellikler göstermekle birlikte, en özgün örneklere Giresun ve Trabzon il sınırlan içinde rastlanmaktadır. Bu çalışmada Doğu Karadeniz'de Giresun ili'nde yer alan bağdadi kubbeli camiler incelenmiştir. Çalışmanın konusu olan bağdadi kubbeli camiler, bölge coğrafyasının, yerel yapı malzemelerinin ve yerel yapı ustalarının yöresel mimariye katkı ve etkilerini ortaya koymaktadır.
Dome, used as the upper structure of different architectural types since ancient times onwards, is also one of the primary covering elements of Turkish architecture. Dome architecture, which reached to its most monumental state with respect to dimension and structural system during the Classic Ottoman period, continued to show a variety during the Late Ottoman and Early Republic periods. These variations differ in accordance with region, district, and time. The domes of the mosques with wooden upper structure constructed with bağdadi technique, which is in fact a wall construction technique in general, are the reflections of this variety. Bağdadi dome is a dome type generally placed in the middle of the wooden roof. Bağdadi domes can be constructed with or without supports. as they deserve for their role within this evolution process. There are very few publications about the bağdadi domes. Whereas, only the general characteristics of these buildings are mentioned in these publications. The bağdadi domes, which can be considered as a reflection of local evolution, should find its place within the Turkish architecture. The bağdadi domed mosques, examples of which can be observed in a great part of Anatolia, are extensively seen in the provinces of Giresun, Trabzon, Rize, and Artvin. Although the examples of different provinces reveal similarities as well as differences with each other, the most authentic examples exist within the provinces of Giresun and Trabzon. In this study, the bağdadi domed mosques located in the province of Giresun, in Black sea Region, are studied. The bağdadi domed mosques, as the subject of this study, reveal the contributions and impacts of the geography of the region, local construction material as well as the local constructors to the local architecture
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 11 |
Bu sistemin içeriği ve TÜBA-KED'de yayınlanan tüm makaleler "Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0" altında lisanslanmıştır.