6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'de 11 şehrin bulunduğu geniş bir bölgede hasarlara sebep olan ve resmi rakamlara göre 50 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği çok yüksek şiddetli 2 deprem meydana gelmiştir. 11 şehri etkileyen bu çaptaki bu felakette, arama-kurtarma faaliyetleri için, altında canlıların olduğu enkazları tespit etmek önemli bir problemdir. Ancak buradaki bir diğer, doğru/gerçek adreslerin elde edilmesidir. Adresleri ihbar edebilmek için kendisi ya da yakınları enkaz altında olan kişiler geleneksel iletişim yöntemleri denemişlerdir. Yaşanan hat problemleri, afetzedeleri internet bazlı iletişim yöntemlerine sevk etmiştir. Bu noktada, çok kısa bir sürede milyonlara bilgi ulaştırma gücüyle sosyal medya devreye girmiştir. Ancak, sosyal medyanın bu etkisi sahte haberlerden dolayı ciddi infial olasılığını da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, Twitter üzerinden depremden sonraki ilk 24 saatte atılan tweetlerle bir analiz yapılmıştır. Öncelikle, enkaz ihbarı içeren tweetler tespit edilmiş ve metin ayrıştırma yöntemleri ile ilgili adres bilgileri alınmıştır. Bu adreslerin koordinatlarında gerçek bir yıkım olma durumu ise deprem sonrası alınan İHA görüntüleri üzerinden teyit edilmiştir. Sonuç olarak, sosyal medyada en çok yayılan 100 ihbardaki adreslerde veya 100 metre yakınında bir yıkım olma doğruluğu %90 olarak görülmüştür. İhbarlardan tespit edilemeyen çok sayıda adres ise Türkiye’de kullanılan adres sisteminin ne kadar yanlış olduğunu da göstermiştir.
On February 6, 2023, two highly severe earthquakes occurred in a wide region encompassing 11 cities in Turkey, resulting in extensive damage and an official death toll exceeding 50,000. In the aftermath of this catastrophic event that affected multiple cities, identifying the locations of debris with potential survivors became a crucial challenge for search and rescue operations. However, another significant obstacle emerged in obtaining accurate and genuine addresses. Individuals who were either trapped themselves or had relatives under the collapsed buildings attempted to report addresses using conventional communication methods. Communication difficulties on lines prompted disaster victims to resort to internet-based communication methods. Consequently, social media platforms emerged as powerful tools for rapidly disseminating information to millions of people. However, alongside the positive impact of social media, the risk of generating significant panic due to the spread of fake news also surfaced. This study analyzes tweets posted on Twitter within the first 24 hours following the earthquakes. Firstly, tweets containing reports of collapsed structures were identified, and text parsing techniques were employed to extract address information. The veracity of destruction at these addresses was confirmed using imagery captured from Unmanned Aerial Vehicles (UAVs) in the aftermath of the earthquakes. As a result, a 90% accuracy rate was observed in confirming the presence of destruction either at the reported addresses or within a 100-meter proximity, based on the top 100 most widely shared reports on social media. Moreover, the presence of numerous unidentifiable addresses highlights the necessity for continued enhancements to the Address Registration System.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Geospatial Information Systems and Geospatial Data Modelling, Natural Hazards |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 18, 2023 |
Publication Date | December 25, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 5 Issue: 2 |
-