ÖZET
Erken Cumhuriyet döneminde üretim tesislerinin enerji gereksinimini karşılamak amacıyla İstanbul’da çeşitli yakıt depoları inşa edilmiştir. Bunlardan Silahtarağa Termik Santralında ve fabrika buharlı makinelerinde kullanılan kömür deniz yoluyla getirilerek Boğaz limanlarında depolanır. Diğer yandan, uluslararası kuruluşlar tarafından ithal edilen petrol ürünleri, kıyılardaki gaz depolarında biriktirilerek İstanbul’da ve Anadolu kentlerindeki sanayi tesislerine ya da benzin istasyonlarına sevk edilir. Çubuklu’da yer alan depolar ile Sovyet gaz depoları benzer özellikler göstermektedir. Yanıcı, patlayıcı maddeler, zehirli gaz, toz ve koku ya da yüksek gerilim hatları türünden çeşitli tehlikeler barındıran tesislerin yer aldığı bölgeler ‘tehlikeli alanlar’ olarak tanımlanmaktadır. Makalede yakıt depolarının İstanbul’daki konumları ve birer ‘tehlikeli alan’ olarak çevreyle kurdukları mekânsal ilişki ele alınmaktadır. Kömür depolarının faaliyeti sonucu çevre sakinleri sağlık ve mülkiyet sorularıyla karşı karşıya kalırken, bu süreç çevresel kimliğin dönüşümüne yol açmıştır.
ABSTRACT
In the early Republican Period fuel depots in Istanbul were constructed to supply energy to the industry. Coal was brought by vessels to the Silahtarağa Thermal Reactor or to factory steam engines, whereas coal storage proceeded around the Bosphorus ports. Petroleum byproducts, on the other hand, imported by the international companies were accumulated in the gas tanks from where product was delivered to the industrial areas or gas stations in Istanbul and the Anatolian cities. Tanks around Çubuklu and the Soviet tanks represent mutual characteristics. As a term, ‘hazardous areas’ define locations where combustible, flammable materials, gases, dust, and vapours exist, or where extremely dangerous machinery such as high voltage lines are installed. Location of the fuel depots in Istanbul are investigated in the article, as the spatial relations among the hazardous areas and environment are taken into consideration. Local people around the coal depots eventually confronted health issues and ownership problems, where also local identity was transformed in this process.
ÖZET
Erken Cumhuriyet döneminde üretim tesislerinin enerji gereksinimini karşılamak amacıyla İstanbul’da çeşitli yakıt depoları inşa edilmiştir. Bunlardan Silahtarağa Termik Santralında ve fabrika buharlı makinelerinde kullanılan kömür deniz yoluyla getirilerek Boğaz limanlarında depolanır. Diğer yandan, uluslararası kuruluşlar tarafından ithal edilen petrol ürünleri, kıyılardaki gaz depolarında biriktirilerek İstanbul’da ve Anadolu kentlerindeki sanayi tesislerine ya da benzin istasyonlarına sevk edilir. Çubuklu’da yer alan depolar ile Sovyet gaz depoları benzer özellikler göstermektedir. Yanıcı, patlayıcı maddeler, zehirli gaz, toz ve koku ya da yüksek gerilim hatları türünden çeşitli tehlikeler barındıran tesislerin yer aldığı bölgeler ‘tehlikeli alanlar’ olarak tanımlanmaktadır. Makalede yakıt depolarının İstanbul’daki konumları ve birer ‘tehlikeli alan’ olarak çevreyle kurdukları mekânsal ilişki ele alınmaktadır. Kömür depolarının faaliyeti sonucu çevre sakinleri sağlık ve mülkiyet sorularıyla karşı karşıya kalırken, bu süreç çevresel kimliğin dönüşümüne yol açmıştır.
ABSTRACT
In the early Republican Period fuel depots in Istanbul were constructed to supply energy to the industry. Coal was brought by vessels to the Silahtarağa Thermal Reactor or to factory steam engines, whereas coal storage proceeded around the Bosphorus ports. Petroleum byproducts, on the other hand, imported by the international companies were accumulated in the gas tanks from where product was delivered to the industrial areas or gas stations in Istanbul and the Anatolian cities. Tanks around Çubuklu and the Soviet tanks represent mutual characteristics. As a term, ‘hazardous areas’ define locations where combustible, flammable materials, gases, dust, and vapours exist, or where extremely dangerous machinery such as high voltage lines are installed. Location of the fuel depots in Istanbul are investigated in the article, as the spatial relations among the hazardous areas and environment are taken into consideration. Local people around the coal depots eventually confronted health issues and ownership problems, where also local identity was transformed in this process.
Tehlikeli alanlar Kuruçeşme kömür depoları Çubuklu gaz depoları Hazardous areas Kuruçeşme coal storage Çubuklu gas storage
ÇIKAR ÇATIŞMASI: Metinde yer alan ifadelerde herhangi bir çıkar çatışması bulunmamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Architectural History, Theory and Criticism |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2023 |
Submission Date | December 2, 2023 |
Acceptance Date | December 21, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 24 Issue: 2 |