The Turks got in touch with many regions on Earth and many people living in those regions thanks to the mobility a nomadic lifestyle provides. As a result of this, they borrowed many loans from other languages and lent the words belonging to their languages to others. However, there are terms related to beekeeping that are used in Turkic, and beekeeping rather seems to be a field of occupation akin to a sedentary lifestyle, of which the most outstanding is the name given for honey. Beekeeping is rather a field of occupation akin to sedentary life. So the words related to beekeeping appear to be non-Turkic elements because it is accepted that the Turks mostly adopted a nomadic lifestyle, and all terms pertaining to honey used among Turkic-speaking communities are regarded as foreign borrowings. Especially the widespread use of common naming used for honey in Indo-European languages and the non-existence of the words, which start with the letter m in Turkic, constitute the background of such a point of view. Another important thing is the fact that the oldest name used for honey among Turkic dialects is not known. For this reason, it is claimed that the Turks must have borrowed this word from Indo-Europeans. In this paper, for the first time, a word that has not been noticed by all linguists until now and seems to be the origin of Turkic bal, “honey,” will be shared, and the fact that Turkic bal is a linguistic remnant belonging to the Scythian language will be shown.
Türkler göçebe hayatın getirdiği hareketlilik sayesinde dünyanın pek çok bölgesi ve o bölgelerde yaşayan halklar ile sürekli bir temas halinde olmuşlardır. Bunun neticesi olarak çoğu kereler diğer dillerden pek çok kelime almışlar ve öte yandan temas kurdukları pek çok lisana da kendi kelimelerini ödünç vermişlerdir. Bununla birlikte, Türkçe’de kullanılan ve de daha ziyade yerleşik hayata dair bir uğraş sahası gibi gözüken arıcılık ile ilgili terimler vardır ki, bunların başında bal için verilmiş Türkçe adlandırma yahut adlandırmalar göze çarpmaktadır. Arıcılık daha ziyade yerleşik yaşama özgüdür ancak Türklerin ise ekseri itibariyle göçebe bir yaşam biçimini benimsemiş oldukları kabul edildiğinden ötürü arıcılık ile ilintili kelimeler Türkçe dışı unsurlar olarak göze çarpar ve böylesi bir peşinen kabul edilmiş önyargı temelinde Türkçe konuşan topluluklar arasında halihazırda kullanılmakta olan tüm bal ile ilgili terimler Türkçe’ye dışarıdan gelmiş yabancı ödünçlemeler olarak kabul edilir. Özellikle de bilim dünyası içerisinde halihazırda mevcut olan fikre göre Türkçe’ye bu sözcük Çince üzerinden girmiş Hint-Avrupa kökenli bir ödünçlemedir. Bu türden bir fikrin en büyük dayanaklarından biri hiç şüphe yoktur ki, Hint-Avrupa dilleri içerisinde bal için kullanılan ortak adlandırmanın yaygın oluşu ve de Türkçe’de -m harfi ile ilgili başlayan kelimelerin Türkçe’de hali hazırda mevcut olmayışıdır. Bir diğer önemli husus ise tarihsel olarak Türk lehçeleri içerisinde bal için kullanılan en eski adlandırmanın bilinmeyişidir. Bu sebepten ötürüdür ki, Türkler bu sözcüğü Hint-Avrupalılardan aldıkları iddia edilir. Bu çalışmada ilk kez de olsa bugüne değin tüm dilbilimcilerin gözünden kaçan ve de fark edilmemiş ve de Türkçe bal kelimesinin kökeniymiş gibi duran bir sözcük paylaşılacak ve bu sözcüğün Hint-Avrupalıların diline ait değil gerçekte Sakaların diline ait bir dilsel miras olduğu gösterilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Language Studies (Other), Cultural Studies (Other), General Turkish History (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License