The Turkish language, belonging to the Altai branch of the Ural-Altaic language family, is spoken and written by millions of people across a vast area stretching from the Balkans to China, along with its cognate languages. Due to its extensive usage, Turkish is generally classified into Eastern and Western Turkish. The contemporary Turkish used in Turkey falls under the Western category in its historical context. Throughout its historical journey, Turkish evolved from Old Anatolian Turkish, which represented the Seljuk political sphere, to Ottoman Turkish influenced by Arabic and Persian within the tradition of the Ottoman Empire, and finally developed into Modern Turkish under the influence of Westernization. Although the transition to this new version of the language began around the Second Constitutional Era (Meşrutiyet), the Western influence on the language dates back to the Ottoman period. During this era, when the Ottoman Empire was a global power and Turkish was the dominant language, France, in competition with England and Spain, was striving to increase its influence in Europe and control trade routes, seeking new alliances and strategies. François I (d. 1547), who had ambitions to advance his country, initiated the first diplomatic relationship with his contemporary, Sultan Suleiman the Magnificent (d. 1566) in the 16th century. As the diplomatic relations between the two countries intensified in the 17th century, French authorities developed a growing interest in understanding Turkish culture and language more closely. This positive atmosphere between the two countries also led to the commencement of Turkish language education in France. Starting in the 16th century, French statesmen focused on training diplomats, interpreters, and teachers specialized in Eastern languages, particularly Ottoman Turkish. They put numerous legislative proposals into effect and expedited the opening of language schools. Among these institutions, the importance and seriousness of Inalco, which dates back to the 17th century and is a comprehensive language school and Oriental Studies Institute, are distinct. The initiation of Turkish language education at Inalco, the historical journey of the Turkish chair, the qualifications of Turkish language instructors, and the characteristics of Turkish works produced here deserve further research. Such research will contribute to modern Turkish language education and shed light on how intervention in religion and culture is conducted through language. In this study aimed at shedding light on the topics related to Turcology, we will focus on the questions and problems that are expected to be answered, using qualitative research methods alongside our research and observations at Inalco.
Türk dili, Balkanlar’dan Çin’e kadar çok geniş bir alana dağılmış, akraba diller ile birlikte milyonlarca insanın konuşma ve yazı dilidir. Uray-Altay dil ailesinin Altay koluna mensup olan Türkçe, geniş bir alanda kullanıldığından, temel itibarıyla Doğu ve Batı Türkçesi şeklinde tasnife tutulur. Günümüzde kullanılan Türkiye Türkçesi tarihsel hattı içerisinde bu tasnifin Batı tarafına aidiyet taşımaktadır ve tarihsel macerasında Selçuklu siyasasını temsilen Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Devlet-i Âliye geleneği içerisinde Arapça ve Farsça ile biçimlenen Osmanlı Türkçesi, nihayetinde Batılılaşma tesiriyle Modern Türkçe oluşmuştur. Dilde sadeleşme ve yenilik amacıyla II. Meşrutiyetten itibaren bu yeni versiyon kullanılsa da dilin Batı’ya etkisi Osmanlı dönemine denk düşer. Osmanlının cihan devleti, Türkçe’nin de hâkim dil olduğu bu dönemde İngiliz ve İspanyol rekabetiyle mücadele eden Fransa, Avrupa’da nüfuzunu artırmak ve ticaret yollarını kontrol altında tutmak amacıyla yeni ittifaklar ve stratejiler arayışındaydı. Ülkesini daha ileriye taşıma niyetinde olan I. François (ö. 954/1547), 16. yüzyılda çağdaşı Kanuni Sultan Süleyman’la (ö. 974/1566) ilk diplomatik ilişkiyi başlattı. Bu ilişki ağının 17. yüzyılda hızlanarak devam etmesi üzerine Fransız yetkililer Türk kültürünü ve dilini daha yakından tanımak istediler. İki ülke arasında gelişen bu olumlu atmosfer, Fransa’da Türkçe dil eğitiminin başlamasını da beraberinde getirdi. Fransız devlet adamları 16. yüzyıldan itibaren başta Osmanlı olmak üzere Doğu dillerinde uzmanlaşmış diplomat, tercüman ve öğretmen yetiştirme işini gündemlerine aldıklarında birçok kanun teklifini yürürlüğe koydular ve dil okullarının açılmasını hızlandırdılar. Bu okullar içerisinde kuruluşu 17. yüzyıla kadar giden Inalco’nun yeri ve ciddiyeti farklıdır. Kapsamlı bir dil okulu ve Şarkiyat Kurumu olan bu okulda Türkçe dil eğitiminin başlaması, Türk kürsüsünün tarihi serüveni, Türkçe dersi veren eğitmenlerin niteliği ve burada üretilen Türkçe eserlerin özelliği bir araştırma konusu olmayı hak etmektedir. Böylesi bir araştırma günümüz Türkçe eğitimine de katkı sağlayacaktır ve aynı zamanda dil üzerinden din ve kültüre müdahalenin nasıl yapıldığını aydınlatacaktır. Türkoloji sahasına giren konuları aydınlatmayı hedefleyen bu çalışmada Inalco’da yapılan araştırma ve izlenimlerimizin yanı sıra nitel araştırma yöntemleri kullanılarak cevabı beklenen sorular ve problemler üzerinde durulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Language Studies (Other), Literary Studies (Other), Environment and Culture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | May 21, 2024 |
Submission Date | October 12, 2023 |
Acceptance Date | March 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License