16. yüzyılda, Fars kültür ve siyasetinin baskın olduğu bölgede varlık gösteremeyen şairlerin etkisiyle, özellikle Horasan ve çevresinde ortaya çıkıp geniş bir coğrafyaya yayılan Sebk-i Hindî’nin, Türk edebiyatında daha ziyade 17. ve 18. yüzyıllarda etkili olduğu bilinmektedir. Bu üslubun etkisiyle yazılan şiirlerde, anlam sözden daha üstün tutulmuş ve eserlerde şairlerin tasavvur dünyası, yeni ve özgün ifadeler, uzun ve girift tamlamalar fazlaca yer edinmiştir. Sebk-i Hindî üslubunun Anadolu sahasında da 16. yüzyıldan itibaren hissedildiğini ortaya koymayı hedeflediğimiz bu çalışmada, Emrî Divanı, dil hususiyetleri, mana ve muhteva özellikleri göz önüne alınarak incelenmiştir. Dönemin genel hususiyetleri dikkate alındığında, kesin bir şekilde Sebk-i Hindî, 16. yüzyıldan itibaren Türk şiirinde etkili olmuştur demek mümkün değildir fakat bu dönemde yaşayan ve edebî muhitlerde “Sultânu’ş-şuarâ, Emirü’ş-şuarâ, Hallaku’l-meâni” sıfatlarıyla anılan Emrî’nin şiirlerinde, Sebk-i Hindî özellikleri olarak ifade edilen “genişletilmiş tamlamalar, kapalı ve girift anlam, aşırı hayalcilik, ıztırap, mübalağa ve tezat” gibi özelliklerin yer aldığı, divandaki örnek beyitler üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2 Sayı: 2 |