İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sanayileşmiş bazı Avrupa ülkeleri nüfus artışlarının gerekli seviyede olmamasından dolayı kalkınmayı sağlayacak iş gücünün yetersizliği ile karşı karşıya kalır. Bu durum az gelişmiş ülkelerden sağlanan iş gücü göçü ile giderilmeye çalışılır. Az gelişmiş ülkelerdeki aşırı nüfus artışı, işsizlik sorununu ortaya çıkarırken gelişmiş ülkelerin iş gücü isteği, hem işçiler hem de devletler için son derece önemli bir hâl almaya başlar.
Henüz tam olarak sanayileşmemiş, tarıma dayalı bir sektör içinde bulunan Türkiye, aşırı nüfusun yol açtığı işsizlilik oranının fazlalığı sebebiyle dış ülkelere (Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, İsveç, Hollanda gibi Batı ülkeleri ile Libya, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İsrail gibi Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkeleri) işçi gönderiminde uzun yıllar önemli bir yere sahip olur. Türkiye’den birçok ülkeye işçi gönderimi söz konusu olmasına rağmen göç meselesinde adı en çok geçen ülke, 1960’lı yıllarda Batı Avrupa ülkeleri ile imzalanan ikili anlaşmaların ilkinin yapıldığı, Almanya’dır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Göç Sosyolojisi |
Bölüm | Çeviri ve Değerlendirmeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2010 |
Gönderilme Tarihi | 15 Eylül 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 13 |