İnsanlığın menfaati adına yapıldığı iddia edilen küreselleşme, Batı tarafından sürekli insanlığın maddi ve manevi değerlerine karşı her alanda sömürgeci sonucuyla dünyanın karşısına çıkmıştır. Kosova’da da kendisini gösteren sömürgeci Batı, 900’ün üzerinde misyoner kurumuyla karşımıza çıkmaktadır. Batılılar, kendi dil ve kültürlerini diğer milletlere empoze ederek, Balkanlarda yaşayan Türk ve Müslüman nüfusunun dillerini, kültürlerini asimile ederek kendine benzetme ya da Batılılaştırma aracı haline getirmeye çalışmaktadırlar. Dil ve kültür farklılıklarını ayırım olarak ortaya çıkarıp yükseltmek Batının yapımıdır. Ezdiği ve ezmeyi hedefl ediği halklara kendi uygarlığını kabul ett irmek için “Helen Kültürü, Roma Medeniyeti, Karanlık Avrupa, “Aydınlık” Avrupa” biçiminde oluşturulan bu zincirin dışında kalan bölümler doğal halleriyle “gerici” olarak gösterilmiştir. Batı, tarihi savaşlarla donatarak, toplumu anlayışsızlaştırmakta, Doğuyu muhatap alarak tüm çatışmaların nedenlerini Şark’a yükleyerek kavga ve kargaşadan aldığı besiyi garantilemek için, medeniyetler çatışmasını kaçınılmaz göstermektedir. Farklı toplulukları içinde barındıran dünyamızın ikili kutuplaşmasının hiçbir gerçek nedeni yoktu. İdeolojilere dayalı oluşumlardan çok, siyasi rejimlerin yaratabileceği ayırımların bile çok daha ötesinden gelmektedir. Başta dil olmak üzere, dini inançlar farklılığında da durdurulamayan, değerler adına, değerleri çürütmeyi de göze alanlar bencilliğin son perdesine dayanır. Sözü edilen bu suni açık, kendilerinden başkalarını göremeyenlerin yaptırımıdır. Değersizliklere değer biçerek, değerlendirme sistemini alt üst eden kelime değişiklikleri ile kültürleştirme girişimi, emperyalizmin küreselleşmesinde yeni bir sistemin belirtisidir. Her zaman değer Batıdadır, değerler Batılıdır, değerlendirme de Batılının hakkıdır. Üretilen yapay değerlerin yaşamı, insani değerlerin karalanmalarına bağlıdır. Başkaları tarafından betimlenmiş şekilde kendimizi görmemiz, kendimizi kendimizden uzaklaştırmamız demektir. Kendilerini başkalarının gözlerinden gören, kendi benliğini, haysiyetini, kimliğini kaybetmiş olup, kendini ne kendinde, ne başkalarının içinde bulabilir. Bazı unsurları destekleyerek, kendilerine benzemeyenleri tamamen ötekileştirmek ve farklı olduklarını ilan ederek, onları dünyaya şikâyet ederek, ett irerek, iterek düşmanlaştırmak ya da amaçları düşman ilan etmektir. Bunların karşısında Balkanlarda Türkler, Arnavutlar, Boşnaklar, Goralılar kendi dil ve kültür değerlerini koruyabilmeleri için emperyalist baskılara direnerek, bağımsız bir ortamda olmasa bile, olumsuz etkileri görülse de, fert veya toplumsal olarak bağımsız yaşamaları şarttır. Çünkü birilerine göre, “bitt i” demiş ols alar bile Türkler Osmanlı bitmemiştir. Türkler Osmanlılar eserleri nerdeyse, sınırları oradadır. Eserlerinin tamamını yok etmeden Türkleri Osmanlıları yok edemeyiz anlayışı Batıda halen devam etmektedir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 25, 2022 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 6 Issue: 31 |