Türk mutasavvıf ve şairlerinden biri olan Mevlânâ'ya ait şiirler, Arap, Fars ve Türk kültürlerinde önemli bir yer kazanarak başta şerh ve tercüme olmak üzere farklı çalışmaların konusu olmuştur. Bu şiirlerden biri “Dûş vakt-i subh-dem der çarh pâyân yâftem” mısraıyla başlayan Farsça şiirdir. Şathiye türünde olup kimi şârihler tarafından gazel olarak nitelenirken diğerleri tarafından kaside olarak kabul edilen bu şiirin üzerinde birden fazla Türkçe şerh yazılmıştır. Türkçe olarak ilk defa Emîr Buhârî tarafından şerh edilen bu şiirin daha önce Osmanlı'da Yusuf b. Hamza el-Malâtî tarafından Arapça olarak da şerh edildiğini ve Emîr Buhârî'nin bu şiir üzerine yazdığı Türkçe şerhin bahsi geçen Arapça şerhin daha çok eksiltme ve özetleme yollarına başvurulmak suretiyle Türkçeye tercüme edilmesinden meydana geldiğini tespit etmiş bulunmaktayız. Başlıca iki bölüme ayırdığımız bu makalenin ilk bölümünde tercüme edilmiş olan Arapça şerh ve müellifi hakkında mümkün mertebe kısaca bilgi verdik. İkinci bölümünde ise Emîr Buhârî'nin eserini bir tercüme metni olarak inceledik.
The great poetry of Mawlana (who is a mystic Turkish poet) has taken a high yet a very important profile in the Turkish culture. Further, many studies including commentaries and translations have been carried out on Mawlana’s poetry. One such example is his poetry written in Persian which begins with the following hemistich “Dûş vakt-i subh-dem der çarh pâyân yâftem”. This type of poetry is not only considered as an art of Shathiya (a superficial yet a religious kind of poetry), but also has been interpreted by several exponents. Some of them held this type of poetry as likely to be Ghazal (sensual poetry), and some others believed it was a normal poetry. This type of poetry first interpreted in Turkish, prior to the time of al-Bukhari, but later we came up with a fact bringing to light that this poetry was interpreted in Arabic even before the time of Ottoman empire by Yousuf Bin Hamzah al-Malati. Taking into account the comparison between the two interpretations, it has been proved that the Turkish version by al-Bukhari is mainly a nonliteral translation of the Arabic version by al-Malati. Equally important to mention that al-Bukhari almost intended to use the approach of summarizing and deletion through his translation. To sum up, this study is divided up into two major parts: One part involved the information about the Arabic interpretation which is the origin and its author, and the other part involved the study of al-Bukhari’s Turkish interpretation which is considered as a translated text.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Submission Date | May 17, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |