Oronazal fistül sıklıkla yarık damak onarımı sonrası oluşur. Oronazal fistül onarımlarında çok seçenek olmasına rağmen her bir yöntemin kendi içinde avantajları ve dezavantajları mevcuttur. Biz bu makalede 4 hastada kullandığımız tekniği sunduk. İlk olarak oral mukoza onarımı için önceki operasyondan kaldırılan mukoperiostal flep donör alanın skarla iyileşmiş damak dokusunu da içeren major palatal arter bazlı mukoperiostal ada flebi kaldırıldı. Bu flebe daha fazla rotasyon sağlamak için diş arkının posteriorunda back-cut yapıldı. Nazal mukozayı oluşturmak için fistülün diğer kenardan veya posteriorundan hinge flep kaldırıldı ve 180 derece takla attırılarak fistülün serbest kenarına sütüre edildi. Kaldırılan mukoperisteal flebi özellikle hinge flebin sütür alanını kapatacak şekilde dental arka ve fistülün anterioruna sütüre edildi. Fistüllerin ortalama çapı 1,5 cm ve 3 hastada fistül anterior sert damakta, 1 hastada posterior sert damakta yerleşimliydi. Hastalarımızı ortalama 12 ay takip ettik ve rekürrens saptanmadı. V-Y push-back tekniği ile kaldırılan fleplerin donör alanları skarla iyileşmektedir. Bu sonraki operasyonlarda lokal flebin kaldırılması zor ve hareketi de yeterli olmamaktadır. Bu yöntemin güvenilir, kaldırılması kolay, hareketi nazaran daha iyi olması, tek aşamalı olması, flep donör alan defekti yapmaması ve benzer dokular ile fistülün kapatılması oronazal fistül tedavisinde alternatif bir yaklaşım olmaktadır.
Oronasal fistula frequently appears after the repairement of palatal clefts. Although there ara many choices for repairement of oronasal fistula, every method has some advantages and disadvantages when comparing to each other. We have presented the technique which we used for four patients. First of all, the area of mucoperiostal flap donor which was moved away for repairment of oral mukoza at previous operation including palatal fabric treated with skar and major palatine artery based mucoperiostal island flap was moved away. In order to provide more rotation to this flap, a back-cut was done at the posterior of tooth canal. For making nasal mucosa, hinge flap was moved away from the posterior and other side of the fistula. This hinge flap was turned 180 degrees somersault. The moved away mucoperisteal flap was sutured to the dental posterior and anterior to the fistul in a way of particularly covering to the sutured area of hinge flep. The average diameter of fistuls were 1.5 cm. In three patients, the fistuls were at hard palatal anterior and and last one was at hard palatal posterior. We have followed our patients for 12 months and have not defined any recurrence. The donor areas of flaps which were moved away by using V-Y push back techniques have being cured by scar. At the following operations, the moving local flaps away will be difficult and have not enough rotation. Therefore, this method is an alternative approach in cure of oronasal fistula for being reliability, simply moving away nature, comparably having more rotation, uni-stage, no risk of defection of flap donor area and lasty covering the fistula with similar fabrics.
Other ID | JA59SY29DB |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 17 Issue: 2 |