I. Dünya Savaşı başladığında Dersim (Tunceli), devletin hala tam olarak otoritesini tesis edemediği bir bölgeydi. Rusların Erzurum’u işgal etmesiyle muharip iki ordu açısından Dersim’in önemi iyice artmıştı. Dersim aşiretleri ise kendi aralarında ortak tavır almaktan ziyade dağınık bir tutum izlemekteydiler. Doğu Dersim ile Batı Dersim aşiretleri arasındaki tutum farklı olmakla birlikte, aşiretler saflarını da duruma ve menfaatlerine göre belirlemekteydiler. Bu anlamda stratejik değil pragmatik bir duruş sergiledikleri görülmektedir. 1916 yılı baharında Doğu Dersim’de Rusların da teşvikiyle büyük bir isyan meydana gelmişti. Kısa sürede isyan bastırıldı ve tüm Doğu Dersim aşiretleri Ruslara karşı Osmanlı Devleti safında yer aldı. Batı Dersim aşiretleri ise 1917’ye kadar tarafsız bir görünüm sergilemekle birlikte, Ruslarla daha yakın bir temas içindeydiler. 1917 yılında, Şubat ve özellikle Ekim Devriminin ardından Rus askerleri firar edip çekilmeye başlayınca, tüm Dersim Osmanlı’dan yana tavır almak durumunda kaldı. 1918’de binlerce Dersimli, milis olarak Erzincan’ın kurtuluşuna katıldı. Devlet makamları ise Dersim’in öneminin ve olası menfi tutumda yaratacağı tehlikenin farkındaydı. Bu nedenle aşiret reislerini kazanmak için maddi ve makamsal olanakların tahsisinde oldukça cömert davranmaktaydı.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Submission Date | September 3, 2020 |
Acceptance Date | October 5, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 9 Issue: 2 |