With the sociocultural structure that changed after the eighties, the artists began to use by diversifying every ‘thing’ about the body in their ongoing works that related to the body. We come across the concept of abject with using of bodily fluids for the creation of contemporary issues such as the relationship of the body with the inside and outside, presenting the body evaluating a political structure as a material and rebuilding the body as a public creation. The concept of abjection, which is conceptualized by the work of Lacan and Bataille, is seen in Kristeva's work as the whole process between body, essence and object. In this context, the process of expulsion of the outsider and the boundaries of the new structure that he creates outside has become described as disgusting. The disgusting object is also regarded as the object determining boundary. At this point, the connection with the opposing object and the task of the body on the disgusting process of this object are tried to be defined. In a sense, there is a reading about the process of the liberation of the new object from the “essence”. This study presents a research text on the reinterpretation of the body and the effort to create the boundary of this concept which is the production of a sociocultural period in which art production becomes slippery
Seksenli yıllardan sonra değişen sosyokültürel yapı ile beraber sanatçılar beden ve üzerine süregelen çalışmalarında, bedene dair olan her “şey”i üretimlerinde çeşitlendirerek kullanmaya başlamışlardır. Bedenin içeri ve dışarısı ile olan ilişkisi, bedenin politik bir yapı olarak değerlendirip meta malzeme olarak sunulması ve kamusal bir yaratım olarak bedenin tekrar inşa edilmesi gibi güncel konuların yaratımı için beden sıvılarının kullanılmaya başlanması ile beraber Abject iğrenç kavramı ile karşılaşıyoruz. Lacan ve Bataille’nin çalışmalarından yola çıkılarak kavramlaştırılan “abjection” kavramı, Kristeva’nın çalışmalarında beden, öz ve nesne arasındaki sürecin tamamı olarak görülür. Bu bağlamda dışarıda kalanın içten atılış süreci ve dışarıda oluşturduğu yeni yapının sınırları iğrenç olarak tanımlanmaya başlanır. İğrenç olan nesne aynı zamanda sınır belirleyici olan nesne olarak da ele alınır. Bu noktada karşıt nesne ile olan bağ ve bu nesnenin iğrençleşme sürecinde bedenin üstlendiği görev tanımlanmaya çalışılır. Bir anlamda yaratılan yeni nesnenin “öz” den kurtuluş sürecine dair bir okuma gerçekleşmektedir. Bu çalışma sanat üretiminde sınırların kaygan hale geldiği sosyokültürel bir dönemin üretimi olan bu kavramın sınır yaratma çabası ve bedenin yeniden yorumlanışı üzerine bir araştırma metni sunmaktadır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 4 Issue: 7 |