One of the subjects that has a central position within the Christian faith is the belief that Jesus was resurrected three days after his death. This subject, which is the basis of Christian eschatology, has been discussed within the discipline of philosophy of religion, as it has been discussed within disciplines such as history of religions or theology. From the point of view of philosophy of religion, the central position of the subject brings with it whether this subject can be discussed on a rational basis. In this context, the subject has been dealt with by many Christian thinkers, especially in the philosophy of religion, and objections to the subject have been raised by different circles. In this article, we centered the question of how the rational explanation of the resurrection after Jesus' death could be centered and try to evaluate the issue from the point of view of Christian thinkers. At this point, the Prophet who appeared in different religions and narratives such as Islam. Let us also mention that we exclude the Jesus figure from our subject. Because the subject of our article was the Jesus of Christian faith and the sacred texts and narratives in these religions. From this point of view, we can state that we try to express our criticisms and analyzes based on the discussions presented to us in the philosophy of religion, rather than evaluating the subject directly within the framework of a theology or the history of religions.
Hristiyan inancı içerisinde merkezi konuma sahip olan mevzulardan birisi de, İsa’nın ölümünden üç gün sonra diriltildiğine yönelik olan inançtır. Hristiyan eskatolojisinin de dayanak noktasını oluşturan bu mevzu, dinler tarihi ya da teoloji gibi disiplinlerin içerisinde tartışıldığı gibi, çeşitli Hristiyan düşünürlerce, din felsefesi disiplini içerisinde de tartışılmıştır. Din felsefesi açısından bakıldığında, konunun merkezi konumda olması, bu mevzunun rasyonel bir zeminde tartışılıp tartışılamayacağını da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda, özellikle din felsefesi içerisinde birçok Hristiyan düşünür tarafından konu ele alınmış ve farklı çevrelerce de mevzuya yönelik karşı itirazlar dile getirilmiştir. Bu noktada yapılan tartışmaların içeriğine baktığımızda, mucize kavramı önem taşımakla birlikte, Hristiyan düşünürlerin argüman haline getirdikleri ve bir delil olarak öne sürdükleri “Boş mezar” ve “Tanıklıklar gibi birçok farklı husususun din felsefesi açısından tartışıldığını söyleyebiliriz. Ayrıca bazı ateist düşünürlerin bu delillere yönelik itirazları olmakla birlikte, bazı Hristiyan tarihçilerinde konuya ilişkin ciddi itirazları bulunmaktadır. Biz de bu makalemizde, İsa’nın ölümünden sonra dirilişinin rasyonel bir şekilde izahının nasıl olabileceği sorusunu merkeze alıp, konuyu Hristiyan düşünürlerin bakış açısından değerlendirmeye çalıştık. Bu noktada İslam gibi farklı dinlerde ve farklı anlatılarda karşımıza çıkan Hz. İsa figürünü konumuzun dışında tuttuğumuzu ayrıca belirtelim. Çünkü bizim yazımızın konusunu oluşturan kişi Hristiyan inancındaki İsa ve bu din içerisinde önem taşıyan kutsal metinler ve bu metinlerde geçen anlatılar oldu. Bu açıdan bakıldığında yazımız içerisinde, konuya ilişkin doğrudan bir teoloji ya da dinler tarihi çerçevesinde değerlendirme yapmaktan çok, din felsefesi içerisinde bize sunulan tartışmalardan yola çıkarak eleştirilerimizi ve tahlillerimizi dile getirmeye çalıştığımızı ifade edebiliriz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 5 |