Bu makale küresel, bölgesel ve ulusal değişimler bağlamında Rusya Federasyonu’nun Levant bölgesine yönelik politikalarını incelemektedir. Rusya’nın stratejisi Suriye ve Filistin-İsrail çatışmaları odaklı olarak analiz edilmektedir. Suriye çatışması Moskova’nın bölgede yeni ve eyleme dönük politikalarına işaret etmektedir. Bu durum, bir taraftan Rusya’nın Orta Doğu’da Türkiye, İran, İsrail, Suudi Arabistan ve Hamas benzeri farklı aktörlerle ilişkilerini çeşitlendirmesine neden oldu. Yeni bir dünya düzeni arayışındaki Moskova, diğer taraftan, Suriye’de ABD ile yürütülen işbirliğine rağmen, iki ülkenin uluslararası sorunlara çözüm bulma yaklaşımlarının birbirinden çok farklı olduğu ve terörizmle mücadele yaklaşımının dahi ilişkileri iyileştirmeye yetmediği gerçeğiyle yüzleşti. Filistin-İsrail çatışması Rusya tarafından her zaman bölgedeki istikrarsızlığı açıklayan ana faktör olarak algılandı. Rusya’nın çatışma çözümüyle ilgilenen uluslararası kuruluşlara katılımı, ağırlıklı olarak bölgede barış arayışı çerçevesinde gerçekleşti. Bu çerçevede Rusya Batı’yla ilişkilerinin devamlılığı adına, en azından araçsal olarak uluslararası gerilimin azaltılmasına katkı sağladığına inandığı bazı işbirliği kanallarının açık kalmasını sağlamaya çalışmıştır.
This article examines the policies of the Russian Federation in the Levant region against the backdrop of dramatic global, regional and domestic changes. Russia’s strategy is analyzed through the prism of the Syrian and the Palestinian- Israeli conflicts. The Syrian conflict marks Moscow’s new activist policy in the region. On the one hand, it has provided for the astonishing diversification of its relations with the various Middle East actors, Turkey, Iran, Israel, Saudi Arabia, Hamas, to name just a few. On the other hand, Moscow, striving for a new world order, has been faced with the fact that despite its cooperation with the US in Syria the two countries’ approach to solving international problems are so distinct that even a fight against terrorism could not mend their relationship. The Palestinian-Israeli conflict has always been perceived in Russia as the key factor in explaining the instability in the region. Russia’s participation in the international structures dealing with the conflict resolution has been motivated primarily by a search for peace in the area. Instrumentally, Russia has always sought to keep open at least some channels of cooperation with the West, as these serve as a crucial means for decreasing international tensions.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |