1990’lı yılların ortalarında Orta Doğu’daki en önemli ve en dikkat çekici ilişki olan Türk-İsrail ilişkileri, 2000’li yıllarda önemli iniş çıkışlar geçirmiştir. 1996’dan sonra “altın çağı”nı yaşayan ilişkilerin, 2003-2004’te dibe vurması ise hem bölgedeki dengelerin, hem de iki ülkedeki iç faktörlerin değişmesiyle açıklanabilir. Ortak tehdit algılamasının doğması ve güçlenmesiyle başlayan “altın çağ”ın, tehdit algılamasının azalması sonucunda gerileme devresini yaşadığı, Irak Savaşı ve AKP hükümetinin yeni dış politika vizyonunun da etkisiyle dibe vurduğu söylenebilir. Bu makale, ikili ilişkilerde yapısal ve dönemsel faktörlerin neler olduğunu ve bu faktörlerin iki ülke arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyebileceğini incelemektedir.
Turkish-Israeli relations, which are important in the Middle East, were excellent in the mid1990s
but suffered from ups and downs between 2000 and 2005. Turkish-Israeli relations,
which celebrated their "golden age" after 1996, reached their lowest point in 2003-2004.
This can be explained by changes in the balances between countries in the Middle East and
by internal factors in the two countries. It can be argued that the "golden age," which began
with the birth and strengthening of a shared threat perception, deteriorated in the absence of
the threat perception. This article examines the structural and conjunctional factors in
Turkish-Isreali relations and attempts to predict how those factors may affect Turkish-Israeli
relations in the near future.
Other ID | JA88ZC47CG |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2005 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 2 Issue: 7 |