Güvenlik ve çevre bağlantısıyla ilgili tartışma, 1980’lerden beri gelişmiştir. Bu bağlantıdan şüphe duyanlar ve bağlantıyı destekleyenler, kavramsal, siyasi ve metodolojik zeminlerde tartışmayı sürdürürken, tartışmanın bağlamı da jeopolitik olayların gelişimi ve iklim değişimi ile ilgili araştırmaların ilerlemesiyle kendiliğinden değişmiştir. Makale, tartışmanın farklı aşamalarındaki temel varsayımları ve 21. yüzyılda düşünce yapısında ortaya çıkan yenilikleri araştırmaktadır. Erken dönem literatürünün ise, birey güvenliği ve hassasiyetleri ile kaynak savaşlarının farklı sonuçlarına odaklandığını göstermektedir. Ayrıca çevresel hassasiyetlerin, insanlığın ortak yaşam alanını korumak ve dünyanın marjinalleşmiş alanlarındaki fakir halkların yaşamda kalmasını sağlamak amacıyla siyasallara dahil edilmesinin önemi de vurgulanmaktadır.
The debate over the linkage between security and environment has evolved since 1980s. Whilst the sceptics and advocates have tangled in a discussion on conceptual, political and methodological grounds, the context of the discussion has also evolved simultaneously both as geopolitical events occurred and the research on climate change progressed. The article examines the arguments of different stages of the discussion and explores the innovations in thinking in the early 21st century. It exposes that, whereas the earlier literature was mainly interested in the potential of environmental degradation for causing overt large scale violence, the latest literature has primarily focused on human security and vulnerability as well as the multiple implications of resource wars. It also emphasises the importance of the incorporation of the environmental vulnerabilities into practical policies in order to preserve the humanity’s common habitat and to promote the survival of the poor in the marginal parts of the world
Other ID | JA79UZ45GY |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 5 Issue: 18 |