Kimlik politikası ekseninde göç ve İslam arasındaki karmaşık ilişki, özellikle 2000’li yılların ortasından itibaren artarak ilgi çeken akademik bir mesele olmuştur. Amsterdam’da başörtülü Türk kökenli Hollandalı öğrencilerle derinlemesine mülakatlara dayanan bu makalenin amacı, 11 Eylül 2001 olayı ve yönetmen Theo Van Gogh’un 2004’te öldürülmesi sonrasında Hollanda’da, başörtüsü üzerinden İslam’ın kültürel bir olgu olarak yaşanmasına karşı çıkarak “bilinçli ve aktif ” özneler olduğunu savunmalarıyla birinci nesil Müslüman kadınlardan kendilerini ayrıştırmayı hedefleyen yeni Müslüman kadın kimliğinin tanınması için sergilenen talebi ortaya koymaktır. Çalışmada, Avrupa’da “İslamın etnikleşmesiyle”, Amsterdam’daki Türk-Müslüman diaspora örneğinde, Müslüman kadınların kimlik politikalarını başörtüsü üzerinden dillendirdikleri iddia edilmektedir.
Since the mid-2000s, the complex relationship between migration and religion (Islam) at the axis of identity politics in Western Europe has received an increasing academic attention.This article, based on the first-hand data gathered through semi-structured in-depth interviews with 30 headscarf-wearing Dutch students of Turkish origins in Amsterdam, aims to explore the quest for the recognition of new Muslim woman identity with the headscarf in the Dutch context in the aftermath of 9/11 and the murder of the film director Theo van Gogh in 2004 by disassociating Islam and Turkish culture and themselves as “conscious and active believers” from traditional firstgeneration Turkish women. The contention is that in the process of ethnicization of Islam in the Netherlands, the headscarf is the main statement through which newly emerging identity politics of the headscarved Muslim Dutch students of Turkish origin in Amsterdam is expressed
Other ID | JA37JZ88ZG |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 10 Issue: 38 |