Bu makale, dokuz Türk vatandaşının ölümü ile sonuçlanan ve İsrail-Türkiye ilişkilerinde uzun süreli bir krize neden olan Mavi Marmara baskınının ve genel olarak Gazze’ye Özgürlük Filosu’nun uluslararası haber medyasında ele alınış biçimini incelemektedir. Filonun amaçları ve baskın sırasında yaşananlar konusunda farklı görüşleri olan İsrail ve Türkiye, uluslararası medyadaki haberlerin kendi bakış açılarını yansıtması için ellerindeki bütün kamu diplomasisi imkânlarını seferber ettiler. Bu çalışma, olaydan bu yana geçen dört yıllık süre zarfında hangi ülkenin bu konuda daha başarılı olduğunu sayısal metin analizi yöntemleri kullanarak incelemektedir. Çalışmanın ana bulgusu, yazılan haberlerin tamamına bakıldığında İsrail’in daha başarılı olduğudur. Bu başarı özellikle ilk iki yılda ve İngilizce haberlerin büyük çoğunluğunu üreten ülkelerin medyalarında daha belirgindir. Türkiye ise konunun nispeten unutulmaya başladığı son iki yılda ve ağırlıklı olarak Müslüman nüfusa sahip ülkelerin medyalarında başarılı olmuştur. Her iki ülke de başlamasında inisiyatif aldıkları haber değeri taşıyan olaylar sonrasında olumlu haberlere konu olmuştur. Üçüncü tarafların dâhil olduğu olaylar ise normalde güçlü olan İsrail yanlısı tutumun bir miktar zayıflamasına neden olmuştur.
This article examines international news coverage of the Gaza Flotilla and the Israeli raid on the ship Mavi Marmara in May 2010, which resulted in the deaths of nine Turkish citizens and created a long-lasting cooling of relations between Turkey and Israel. The two countries had different interpretations of what the flotilla represented and what happened during the raid, and used all the might of their respective public diplomacy apparatuses to get their version of the events reported. This article looks at which country was more successful in this effort, four years into the dispute, using automated content analysis. Findings include Israel’s overwhelming success, especially in the first two years and in the media of the countries that generate most of the English-language coverage, somewhat qualified by the Turkish advantage in the media of Muslim-majority countries and gains in the last two years. Both countries enjoyed positive coverage when they initiated newsworthy events, with third-party involvement moderating the usually strong pro-Israeli slant
Other ID | JA55HG46AE |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 12 Issue: 45 |