Uluslararası İlişkiler literatürü ülkelerin uluslararası sistemdeki konumlarını saptamak için, çok da başarılı olmayan, somut ve soyut ölçütler sunmaktadır. Literatürdeki bu sınırlı başarı, büyük ölçüde kriterlerin öznel, muğlak ve ölçülemez nitelikte olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum özellikle küçük ve orta ölçekte devletlerin farklılaştırılmasında muğlaklıkları beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, küçük ve orta ölçekteki güçleri nitelendirmek ve ayrıştırmak maksadıyla, onların kabiliyetlerinin dış politika davranışları ile birleştirildiği (harmanlandığı) bir metot sunulmaktadır. Ülkelerin kabiliyetleri sadece uluslararası sistemdeki konumlarını değil aynı zamanda dış politika davranışlarını da belirlemektedir. Bu da bir ülkenin milli kabiliyetleri ve dış politika amaçları arasında bir tamamlayıcılığın/bütünleyiciliğin olduğunun altını çizmektedir. Bu durumda, düşük kabiliyetler ılımlı dış politika hedefleri demekken yüksek kabiliyetler daha iddialı dış politika anlamına mı gelmektedir? Bir ülke artan kabiliyetleri neticesinde konumunu küçükten orta ölçeğe yükseltirken, bu durum onun kısıtlamalarını tamamen ortadan kaldırmamaktadır. Bu makale, söz konusu bütünleyiciliğinin başarı/etki derecesini göstermek amacıyla, Türkiye’nin 1930’lardan bu yana deneyimlerini ampirik bir anlatım yoluyla incelemektedir.
IR literature has proposed tangible and intangible criteria for defining and differentiating rankings of countries, albeit
without much success. The literature’s limited success is primarily due to the subjective, unclear and immeasurable
qualities of these criteria. The differentiation between small powers and middle powers is particularly ambiguous.
This article proposes an amalgamated method, which combines foreign policy behavior capabilities to characterize
and separate small powers and middle powers. There is a relationship between capabilities and a country’s global
status ranking that also determines foreign policy behavior. This also underlines a complementarity between national
capabilities and foreign policy objectives. Lower capabilities means a low-key/restrained foreign policy but do higher
capabilities mean a more proactive/highly strung foreign policy? Increased capabilities boost the position of a country
from a small power to a middle power but do not completely eliminate constraints imposed by great powers. This
article examines Turkey’s experiences since the 1930s as an empirical narrative of the complementarity between
power and level of influence.
Primary Language | English |
---|---|
Other ID | JA66MP75FA |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 13 Issue: 51 |