Abstract
Makalede Avrupa Birliği’nin (AB) Suriye krizine yaklaşımı ve bununla ilgili olarak Türkiye’ye atfettiği rolün
analizi amaçlanmaktadır. AB’nin yaklaşımı Suriye’de Esad sonrası bir rejime geçişi desteklemek ile çatışmanın
yayılan etkilerinden kendini korumak arasında gidip gelmiştir. İki konu AB’nin çatışmaya yaklaşımını belirleyen
acil öncelikler olarak ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri Suriye’de savaştan ve baskıdan kaçan mülteci akınını kontrol
altına almak, diğeri ise büyüyen terörizm tehdidi, esasen IŞİD ile mücadele etmektir. Ege ve Balkan güzergâhı
üzerinden AB’ye mülteci akını 2015 yaz aylarından itibaren hızla artmış ve AB ülkeleri için pratik ve siyasi sorunlara
yol açmıştır. Bunun yanında, AB’de gerçekleşen IŞİD bağlantılı terör saldırıları temel bir güvenlik sorunu yaratmış
ve birçok Üye devleti Schengen alanında sınır kontrollerini tekrar başlatmaya itmiştir. AB Türkiye’ye dönerek,
mülteci akınının durdurulması ve IŞİD tehdidinin uzak tutulması için işbirliği talep etmiştir. Makale Türkiye ve AB
arasındaki işbirliğini ele almakta ve bu işbirliğindeki uyuşmazlık noktalarını değerlendirmektedir.