Osmanlı’da, devletin kontrolü altındaki coğrafyaya gösterdiği ilgi bakımından, başkent ile taşra arasındaki hiyerarşik düzen bilinen bir gerçekliktir. “Gözden uzak, gönülden ırak” misali başkentten uzaklaşıldıkça devletin lütfettiği her türlü hizmetin giderek azaldığı, kimi durumlarda sembolik bir hal aldığı görülmektedir. Durum böyle olunca, ekonomik, sosyal, sanatsal ve
bilimsel her konuda genellikle başı çeken, Osmanlı için düşünüldüğünde Đstanbul olmuştur. Bu, taşradan bakıldığında “kısır” bir döngüyü de beraberinde getirmiştir: Başkent ilgi görmüş, başkent yatırım almış, başkent gelişmiş, üretmiş, ilgi odağı olmuş, araştırılmış ve yazılmıştır. Bu durum kuşkusuz genelde tarih yazımı, daha özelde de mimarlık tarihi yazımı konusunda da
benzer şekilde gelişmiştir. Cumhuriyetle birlikte bu tek merkez alışkanlığı bir nebze aşılmış olsa da ne yazık ki yakın zamana kadar etkisi süregelmiştir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Book Review |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 9 Issue: 9 |