Islam is based on the Qurʾân and ḥadith as the main source. However, with Ahl al-kitāb (People of the Book) being mentioned in the Qurʾân, as well as the conversion of the Ahl al-kitāb to Islam, Isrāʾīliyyāt began to take its place in Islam as a culture. The Isrāʾīlī reports, which were manifest in religion in very early times, were transmitted in the science of tafsīr sometimes for informational purposes and sometimes for criticism. Thus, Isrāʾīliyyāt is a controversial issue in the narration aspect of tafsīr. Its framework of meaning, its formation process and the reasons for its acceptance-rejection have been the subject of study for many researchers. Since these points form a separate field of research, our article does not aim to discuss the problems on Isrāʾīliyyāt, but to determine the role of Isrāʾīliyyāt in al-Shirbīnī’s method of understanding the Qurʾân. Al-Shirbīnī kept his tafsir work al-Sirāj al-munīr away from the influences of his period. In addition, although al-Shirbīnī wrote works in many fields such as tafsīr, fiqh, Arabic language and literature, and kalam he keeps his explanations of these sciences limited in his tafsir and leaves reserves his views on these fields to separate works. For instance, while it is accepted that his views on fiqh issues gained importance in the Shāfiʿī fatwa method, he does not give much space to fiqh issues in his tafsir either. It is to be noted that Shirbini, who aimed to write a tafsīr as detail-free as possible, included many details, that the Qurʾân did not deem necessary, with many Isrāʾīlī reports in his work and did not subject them to the line of criticism as long as they did not contradict the authority of prophethood. This requires us to emphasize Isrāʾīliyyāt as a source in al-Shirbīnī’s al-Sirāj al-munīr and to determine the scope of Isrāʾīlī information in his work.
İslâm, temel kaynak olarak Kur’ân ve hadise dayanmaktadır. Bununla beraber gerek Kur’ân’da Ehl-i kitabın zikredilmesi gerek Ehl-i kitaptan olanların İslâm dinine girmesi ile İsrâiliyat da bir kültür olarak İslâm dini içerisinde yerini almaya başlamıştır. Çok erken dönemlerde dinin içeri-sinde kendini gösteren İsrâilî haberler, tefsir ilminde bazen bilgi kaynaklı bazen de tenkit maksatlı nakledilmiştir. Yani İsrâiliyat, tefsirlerin rivâyet yönünün tartışmalı bir sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Anlam çerçevesi, oluşum süreci, kabul ve reddedilmesinin gerekçeleri pek çok araştırmacının çalışma konusu olmuştur. Bu noktalar ayrı bir araştırma alanı olduğu için makalemiz, İsrâiliyat üzerindeki problemleri tartışmayı değil, Şirbînî’nin Kur’ân’ı anlama yönte-minde İsrâiliyatın konumunu belirlemeyi hedeflemektedir. Şirbînî’nin es-Sirâcü’l-münîr adındaki tefsir eserini döneminin etkilerinden uzak tuttuğu görülmektedir. Ayrıca müfessirimiz, tefsir, fıkıh, Arap dili ve edebiyatı ve kelâm gibi pek çok alanda eser kaleme aldığı hâlde bu ilimlerle ilgili izahlarını tefsirinde sınırlı tutmakta ve bu alanlardaki görüşlerini müstakil eserlerine bırakmaktadır. Mesela, fıkıh konularındaki görüşlerinin Şâfiî fetva usulünde önem kazandığı kabul edilmekte iken tefsirinde fıkıh konularına da fazla yer vermemektedir. Ayrıntılardan mümkün olduğu kadar arınmış bir tefsir yazmayı hedefleyen Şirbînî’nin, Kur’ân’ın gerekli görmediği ayrıntıları pek çok İsrâilî haberlerle eserine taşıması ve nübüvvet makamına aykırı olmadığı sürece tenkit çizgisine tâbi tutmaması dikkat çekicidir. Bu da Şirbînî’nin es- Sirâcü’l-münîr’inde İsrâiliyat kaynağını ön plana çıkarmamızı ve İsrâilî bilgilerin yerini tespit etmemizi gerektirmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 22, 2023 |
Submission Date | September 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 32 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.