The purpose of this study is to critically approach the thoughts of causality and rational knowledge in Ibn Khaldūn, who is one of the greatest names of Islamic philosophy. Ibn Khaldūn, who is a tremendously competent sociologist, historian, and politician, constituted his work entitled Muqaddima in a way exhibiting the science of ʿumrān. One of the fundamentals of science undoubtedly is the theory of causality. We see that Ibn Khaldūn, who construed everything in the universe in the light of the causality, does not use the same theory when miracles and supernatural events are in question. This differentiation basing on the distinction of the human intellect and divine revelation has not eliminated any contradiction coming out in the context of the causality. Another matter we examine in this study is the critique of Ibn Khaldūn about rational knowledge against philosophers. According to him, it is not a correct method reaching the universals with abstractions made from the particulars. It is because such universals have not been compatible with the facts. Ibn Khaldūn criticizes the philosophers in the context of metaphysical knowledge. But, if we consider the science of ʿumrān to be a kind of metaphysics, we might say that his method contains some contradictions.
Bu makalenin amacı İslam düşüncesinin en önemli isimlerinden olan İbn Haldun’un nedenselliğe ve aklî bilgiye dair düşüncelerine eleştirel bir şekilde yaklaşmaktır. Son derece yetkin ve etkili bir sosyolog, tarihçi ve devlet adamı olan İbn Haldun’un Mukaddime eseri ümran ilmini etraflıca ele alan bir şekilde hazırlanmıştır. İbn Haldun tarafından tesis edilen ümran ilminin dayandığı en temel prensiplerden birisi şüphesiz ki nedensellik ilkesidir. Alemde olan her şeyi sebep-sonuç ilişkisi içinde anlamlandıran İbn Haldun’un aynı metodu mucize ve keramet gibi konularda kullanmadığını görmekteyiz. Akıl ve vahiy ayrımına dayanan bu farklılaşmanın nedensellik bağlamında ortaya çıkan çelişkiyi tam olarak bertaraf ettiğini düşünmüyoruz. Makalenin ele aldığı diğer bir konu da İbn Haldun’un filozoflara aklî bilgi konusunda yönelttiği eleştiridir. Tikellerden tümel oluşturmanın doğru bir yöntem olmadığını iddia eden İbn Haldun tümellerin realiteye uygun olmadığına inanmaktadır. İbn Haldun filozofları metafizik bilgi bağlamında eleştirir. Ancak biz ümran ilminin bir tür metafizik olduğunu kabul edersek İbn Haldun’un yaklaşımının çelişkili olduğunu söyleyebiliriz.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Submission Date | September 23, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |