akımından Osmanlıcılık Balkan Savaşları sırasında, İslamcılık ise Arapların Türklere karşı şahlanmasıyla yıkıma uğramıştı. Bakü’nün işgaliyle şanssız bir ortamda doğan ve Enver Paşa tarafından desteklenen Turancılık, Dünya Savaşının kaybedilmesiyle sonuçsuz kalmıştı. Bu sebeplerden dolayı Türk fikriyatı kaçınılmaz bir şekilde başarılı olmak zorundaydı. Halkı sarmalayan büyük kudret ve beklenmeyen güç, çöküşe doğru giden yüzyıllar boyunca içlerinde barındırdıkları yaşama isteğinden dolayıydı. Alınyazılarındaki lütuf onlara en zor anlarında bir önder göndererek iradelerini doğru yolda kullanmalarını sağlamıştı. Avrupa diplomasisi Türklerin yaşam gücünü küçümsemişti7 fakat Çanakkale’de yaptıkları, savunma güçlerini kanıtlamıştı. Her şeyden önce 1897’de başlayan Yunan genişlemesine razı olma hatasına düşmüşlerdi. Büyük güçlerin baskı yapmasına sebep olan “akıllı” Venizelos, irade dışı bir destekle Türk halkının birlik içerisinde olmasını engellemek istiyordu. Rumlar 16 Mart 1919’da kiliselerinde Yunanistan’a bağlanmak için politik bir toplantı düzenleyince Damat Ferit Paşa bile tahrik olarak İstanbul’daki Rumları uyarmıştı. O, İzmir’in işgalinden sonra “gerekli olması durumunda anavatanının bir askeri gibi” görevini yerine getireceğini ifade etmişti.8 Önerilerinin dikkate alınmadığı Paris konferansında9 23 Haziran 1919 tarihli notunda şunu saptamıştı: Hiçbir hükümet halkın arzusuna karşı gelemez… Vilayetlerde oluşturulan büyük sayıdaki vatansever heyetlerin
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 2009 Issue: 1I |