Adalet’in
ne olduğu konusunda yüzyıllardır çeşitli tanımlar yapılmaktadır. Yapılan
tanımlarda bireysel, toplumsal, siyasal, hukuksal ve dini birçok faktörün
etkili olduğu görülmektedir. Grek filozofu Aristoteles ve Türk İslâm düşünürü
Kınalızade Ali Efendi’de adaletin ne olduğu hakkında birçok tanım yapmıştır.
Her iki filozofunadalet hakkında yapmış oldukları tanımlarbenzerlik ve
farklılıklar içermektedir. Aristoteles ve Kınalızade’nin adaletin ne olduğu
hakkında aktardıkları düşünceler temelde adaletin bireysel, toplumsal ve
siyasal bir erdem olduğudur. Bireysel bir erdem olarak adalet; bilgelik,
cesaret ve ölçülülük erdemlerinin birleşiminden doğan ve aynı zamanda tüm
erdemleri de içinde taşıyan bir erdemdir.Adaletin bireysel bir erdemden
toplumsal ve siyasal bir erdeme doğru nasıl ilerlediğini incelediğimizde ise
her iki filozofun da kendi ideal devlet tasarımlarında bunu nasıl yansıttıkları
görülmektedir.Buna göre her iki filozofunda devlet tasarımlarında toplumda
yaşayan insanları sahip oldukları niteliklere göre ayırmakta ve bu sınıfsal
ayrımda her insanın belli görevlerinin, mesleklerinin vb. özelliklerinin
olduğunu adaleti bu sınıfsal ayrımı yaparak sağladıkları görülmektedir. Aynı
zamanda devlet yöneticisinin adaleti sağlamak adına siyasi, sosyal ve iktisadi
görevleri bulunmaktadır. Bu çalışma Aristoteles ve Kınalızade’de adaletin
bireysel bir erdemden toplumsal ve siyasi bir erdeme dönüşerek varlığını nasıl
devam ettirdiğini açıklamak için yazılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 3 |