Abstract
Otizm, beynin ve sinir sisteminin yapılarını veya işlevlerini etkileyen bir sürecin sonucu olarak düşünülür. Yaygın görüş otizmin genetik bir temeli olabileceği ve çevresel faktörler tarafından tetiklenebileceğidir. Bu çalışmada literatür taraması yapılarak otizmli çocuklarda erken tanı, eğitim ve fiziksel aktivitelerin önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
Otizmli çocukların tanı kriteri motor becerilerini kapsayacak şekilde yetersiz olmamasına rağmen, çalışmalar otizmli çocuklarda motor bozuklukların ve gecikmelerin mümkün olduğunu göstermiştir. Genellikle düzenli fiziksel egzersizlerin ve sosyal aktivitelerin bu çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığını desteklediği bilinmektedir.
Otizmli çocukların yaşadığı sosyal etkileşimlerdeki zorluklar, esas olarak, göz teması ve yüz ifadeleri aracılığıyla iletilen diğerlerinin sosyal ve duygusal sinyallerini yeterince yorumlayamama, değerlendirememe veya bunlara tepki vermeme nedeniyle başkalarının davranışlarını anlama eksikliğiyle de ilgili olabilmektedir.
Erken teşhis, otizmin kontrol altına alınması, uygun eğitim ve rehabilitasyon programları sayesinde otizmli bireylerin toplumsal yaşam içinde olmaları sağlanır. Özellikle bu insanlar için, eğitim ve rehabilite aşamasında sadece evde değil hayatın her alanında sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri açısından fiziksel aktivite en etkili yollardan biridir.