Sweden is usually ranking very highly in terms of global democracy and transparency indexes. The 2018 elections in Sweden were very divisive and bitterly fought, where there was an open conflict between the mainstream political establishment parties and the anti-political establishment Swedish Democrats. Mainstream Swedish media were not neutral bystanders in the election coverage, in the months before and after the September 2018 elections. The election coverage framing featured an idealised national myth that uses the notion of various acceptable fundamental values to define it, and an idealised Swedish society. Those actors whose values and norms that do not fit these ideals were subjected to attack and derision within a concept of consensus enforcement known as the opinion corridor, which is akin to the spiral of silence.
İsveç, küresel demokrasi ve şeffaflık endeksleri açısından çoğunlukla en üst sıralarda yer almaktadır. İsveç’teki 2018 seçimleri, ana akım siyasi partiler ile anti politik İsveç Demokratları arasında açık bir çatışmanın olduğu, kutuplaştırıcı bir iklimde gerçekleşmişti. Ana akım İsveç medyası, Eylül 2018 seçimlerinden önceki ve sonraki aylarda, seçim haberlerinde objektif değillerdi. Seçime dair haberlerin çerçevesi, idealize edilmiş bir ulusal efsaneyi ve idealleştirilmiş bir İsveç toplumunu içeriyordu. Bu ideallere uymayan değerleri ve normları olan aktörler, suskunluk sarmalına benzeyen, bir görüş birliğine zorlayan ve kanaat koridoru olarak bilinen yaklaşımla saldırı ve küçümsemeye maruz kaldılar.
IRES, Uppsala University (Sweden) and Humanitarian Institute, Ural Federal University (Russia)
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 14, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.