Vaccines have been produced and released in different countries to prevent the risk of transmission of Covid-19, which is shown as the biggest global pandemic of the era, and to eliminate the pandemic situation. Public relations campaigns to promote vaccines to the global public is an issue that deserves academic scrutiny. The possible side effects of vaccines according to the age and health status of individuals and the fact that they have not been tried before have brought along doubts in the public opinion. The misinformation spread through communication tools about these doubts has also caused fear and panic in the society. The intensive production of content on social media during the pandemic period has made the dissemination of misinformation and distortion of information on the subject prominent. Although scientific data and findings have shown that vaccination is important, public panic has been tried to be dampened by public relations campaigns. Considering that vaccines are seen as a threat as much as the pandemic, especially for pregnant women, the importance of examining the role of public relations campaigns in accurate information and crisis management can be understood. For this purpose, we aim to reveal how public relations campaigns are perceived in individuals' decision making and vaccination tendencies. In the study, data were collected through semi-structured in-depth interviews. For this purpose, the tendency of pregnant women to be vaccinated was questioned in interviews with 5 gynecologists from different districts of Ankara.
Çağın en büyük küresel salgını olarak gösterilen Covid-19’un bulaş riskini önlemek, pandemi durumunu ortadan kaldırmak için farklı ülkelerde aşılar üretilmiş ve piyasaya sürülmüştür. Aşıların küresel kamuoyuna tanıtılması için yapılan halkla ilişkiler kampanyaları, akademik olarak incelemeyi hak eden bir konudur. Aşıların; bireylerin yaşına, sağlık durumlarına göre olası yan etkileri ve daha önce denenmemiş olması kamuoyunda şüpheleri de beraberinde getirmiştir. Bu şüphelere dair iletişim araçlarından yayılan yanlış bilgi toplum içinde korku ve paniğe de sebep olmuştur. Pandemi döneminde sosyal medyada yoğun olarak içerik üretilmesi, konuya ilişkin yanlış bilgi yayılımını ve bilgi çarpıtılmasını belirgin hale gelmiştir. Bilimsel veriler ve bulgular aşının önemli olduğunu göstermiş olsa da halkın içinde bulunduğu panik durumu halkla ilişkiler kampanyalarıyla sönümlendirilmeye çalışılmıştır. Özellikle gebe olan kadınlar için salgın kadar, aşıların da bir tehdit unsuru olarak görüldüğü göz önünde bulundurulursa, halkla ilişkiler kampanyalarının doğru bilgilendirme ve kriz yönetimindeki rolünü incelemenin önemi anlaşılabilir. Bu amaçla, bireylerin karar alma ve aşı olma eğilimlerinde halkla ilişkiler kampanyalarının nasıl algılandığını ortaya koymak hedeflenmektedir. Çalışmada, veriler yarı-yapılandırılmış derinlemesine mülakatla toplanmıştır. Çalışma, 2023 yılının Mart - Haziran ayları arasında gerçekleşmiştir. Çalışmada, iki aşamalı akış modelinin kanaat önderi kavramı üzerinde durularak, aşı hakkındaki fikirlerin kanaat önderlerinden, topluma nasıl yayıldığına odaklanılmaktadır. Ayrıca çalışmada, sosyal normların nasıl oluştuğunu, değiştiğini ve işlediğini anlamaya yönelik araştırmalar yapan sosyal özdeşlik kuramı kullanılmıştır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Communication Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 25, 2024 |
Publication Date | October 28, 2024 |
Submission Date | July 4, 2024 |
Acceptance Date | September 13, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 14 |