Following the Armistice of Mudros, the National Struggle was launched against the occupation of Anatolia by the French on the Southern Front. The Ankara Government aimed to determine the Turkey-Syria border within the framework of the National Pact; in conclusion, the Ankara Agreement was signed. Although Turkey considered the border determined in the agreement as temporary, it was ultimately ratified in the Treaty of Lausanne.
The developments in the post-Lausanne period showed that this border was not in line with demographic and geopolitical realities. Accordingly, (Hatay) were have annexed to Turkey in 1939 as a consequently a number developments in the region. Nevertheless, the instability on the border continued.
This study examines the demarcation process of the Turkey-Syria border and how Turkey and France dealt with it, its redrawing in the post-Lausanne period, also to examine on the current state of the border as it is today. The study uses qualitative research methods and utilizes various archival documents and academic papers, most notably the minutes of the Lausanne Conference.
Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu’da işgallerin başlaması üzerine Millî Mücadele başlamış; bu mücadele, Güney Cephesi’nde Fransız ordusuna karşı verilmiştir. Bu süreçte Ankara Hükûmeti, Fransızlarla yaptığı görüşmelerde Türkiye-Suriye hududunu Misâk-ı Millî çerçevesinde belirlemek istemiş; neticede 20 Ekim 1921 tarihli Ankara İtilâfnâmesi imzalanmıştır. Her ne kadar anlaşmada belirlenen sınır, Türkiye açısından geçici görülse de Lozan Antlaşması’nda aynen kabul edilmiştir. Ancak Lozan sonrası süreçte meydana gelen çeşitli hadiseler bu sınırın; tarihi, demografik ve jeopolitik gerçeklere uygun olmadığını göstermiştir. Nitekim bölgede yaşanan birtakım siyasi ve askerî gelişmeler sonucunda Hatay 1939’da Türkiye’ye katılmıştır. Yine de zaman zaman hudut hattındaki istikrarsızlık durumu devam etmiştir.
Zikredilen malumattan hareketle bu makalede, Türkiye-Suriye sınırının bahse konu süreçte Türkiye-Fransa arasında ne şekilde belirlendiği ele alınmış; Lozan sonrası dönemde yeniden belirlenen sınırın günümüzdeki gelişmelere yansıması incelenmiştir. Nitel araştırma metodu ile hazırlanan çalışmada başta Lozan Konferansı tutanakları olmak üzere çeşitli arşiv belgeleri ve döneme ilişkin literatürden istifade edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |