Halk
inanışları içerisinde günlerin önemli bir yeri vardır. Çok eski zamanlardan
itibaren insanoğlu günlere özel anlamlar yüklemiş ve günleri karşılaştığı olumlu ya da olumsuz durumların sebebi olarak
görmüş, yaşadığı iyi veya kötü şeyleri günlerle ilişkilendirmiştir. Günleri
uğurlu-uğursuz şeklinde sınıflandıran insanoğlu, yapılacak iş ve eylemlerin
hangi günlerde yapılmasının daha uygun olacağı ile ilgili tespitlerini ortaya
koymuştur. Bu bağlamda belli iş ve eylemler, ritüeller, ziyaretler, tedavi
uygulamaları vs. belli günlerde gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla günler,
insanlar için her zaman büyüsel bir nitelik taşımış ve insanoğlu günlere olumlu
ve olumsuz anlamlar yükleyerek onlara majik bir güç atfetmiştir. Tabiatın
yeniden canlanışını ifade eden Nevruz, yüzyıllardır dünyanın farklı yerlerinde
yaşayan muhtelif milletler tarafından kutlanan önemli bir gündür. Baharı, bereketi,
yeni yılı çağrıştıran, doğanın yeniden canlanışıyla kötülüklerden arınıp
temizlenmeyi ifade eden ve bunlara ait inanış ve pratikler ihtiva eden Nevruz,
çok eski zamanlardan itibaren Türklerde özel bir gün kabul edilmiş ve bugün de
çeşitli ritüeller gerçekleştirilmiştir. Makalenin konusunu teşkil eden
Çağatayca kaleme alınmış “Nevrūz-ı ‘ālemniñ beyānıdur” başlığını taşıyan metin,
Nevruz’un günlerle olan ilişkisini ihtiva etmektedir. Kim tarafından kaleme
alındığı bilinmeyen bu metinde, müellif metinde yer alan bilgilerin İbn-i
Tırmızî’den rivayet edildiğini belirtmiş ve pazar gününden başlayarak Nevruz’un
denk geldiği günlere göre o yılın nasıl geçeceği ile ilgili açıklamalara yer
vermiştir. Bu tespitler, tarihi süreç içerisinde halkın gözlemlerinin, yaşadığı
tecrübelerin ve bu tecrübeler neticesinde yaptığı değerlendirmelerin bir sonucu
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 13 |