Are good and evil an essential quality of existence? Or is this attribute imposed on the entity from outside? … etc. The problem area has been discussed in different ways among Islamic theologians. Another way of questioning the theological inquiry in question is what is the source of religious responsibility? Is the theological reason that makes man responsible (?) or is it the guidance of the prophet and the revelation (?) …etc. questions lead us to the same answers? The concepts that are indirectly revealed by the theological discussions in question are the concepts of "fatrah" and "ahl al-fatrah". The new problem that entered our agenda with this couple of concepts, what is the position of "ahl al-fatrah" in terms of religion (?) What is the position of the Prophet's parents (?) …. etc. The discussions are secondary derivatives of the main discussion in question. Two attitudes have been displayed in these theological debates in the Islamic tradition. According to the first of these, he assumes that he can accept the existence and oneness of God, starting from the human universe, with pure reason without the need for revelation. According to the other view, while accepting that the mind has the potential to determine the existence and unity of Allah, it assumes that responsibility can only be possible with Allah's orders and prohibitions. The main reason why the parties have different approaches to the issue is; Are “al-husûn” and “al-kubûh” essential qualities of existence? Or is the "value/norm" as a quality imposed on the being by religious orders and prohibitions? shaped by the discussion. The approach that refers to the parents of prophet Muhammad in theology is mostly the evaluation of scholars who understand that goodness "al-husûn" and evil "al-kubûh" are not the essential quality of existence, but are communicated with orders and prohibitions. Conceptualized as "ahl al-fatrah" and this group, which also included the parents of prophet Muhammed, could be included in the discussion from this point of view. According to this approach, man needs the leadership of revelation to be responsible. Those who do not receive revelation are not liable. “Ahl al-fatrah” (people of the interregnum) are also people who, due to a valid excuse, did not have the opportunity to receive revelation. The parents of the prophet are also from this group. In our study, the data on this theological subject will be analyzed in the context of research methods of social sciences.
İslam geleneğinde vahyin dini pozisyonu ile bağlantılı olarak süre giden tartışmalardan biri, insanın evrendeki varlığını anlamlı hale getiren kulluk teorisini geçici bir surette ya da bütünüyle askıya alındığı iması uyandırır. Fetret ehlinin özel konumuna ilişkin Müslüman gelenekte yapılan tartışmalar, bir yönüyle vahyin ve peygamberliğin dini olarak göz ardı edilemeyeceğini ifade ederken, öte yandan aynı tartışma peygamberliğin sona erdiği teziyle de konuya ilişkin yorumlara kapı aralar. Zira peygamberlik sona ermiş ise ya ilahi rehberliğin nasıl sürdürüldüğü izah edilmeli ya da teklifin bir bütün olarak işlevsizleşmiş mi olduğu bu durumda izah edilmelidir. Müslüman gelenek, konuya ilişkin farklı felsefi ve teolojik kökenli izahlar yoluyla konuyu savunulur kılmak çabasında olmuştur. Bu bağlamda gündeme gelen yorumlardan bazıları ontolojik temelli iken, diğer bazıları ise epistemolojik kökenli olmuştur. İyilik ve kötülük varlığın özsel bir niteliği midir? Yoksa bu nitelik varlığa dışarıdan mı yüklenir? … vb. problem alanları İslam kelamcıları arasında farklı şekillerde tartışılmıştır. Söz konusu teolojik soruşturmanın bir başka sorgulanma biçimi ise dini sorumluluğun kaynağı nedir? İnsanı sorumlu kılan teolojik neden aklı mıdır (?) yoksa peygamberin ve vahyin rehberliğine muhatap olması mıdır(?) …vb. sorular da bizi aynı cevaplara ulaştırır. Söz konusu teolojik tartışmaların dolaylı bir biçimde ortaya çıkardığı kavram “fetret” ve “ehlu’l-fetre” kavramlarıdır. Bu kavram çifti ile birlikte tartışmaya ilişkin gündemimize giren yeni sorun dini açıdan “ehlu’l-fetre”nin konumu nedir (?) İslam geleneğinde Fetret ehlinden kabul edilen Hz. Peygamberin anne ve babasının konumu nedir (?) …. vb. tartışmalar söz konusu asıl tartışmanın ikincil dereceden türevleri niteliğindedir. İslam geleneğinde bu teolojik tartışmalarda iki tutum sergilenmiştir. Bunlardan ilkine göre, Allah’ın varlığı ve birliğini insan evrenden hareketle, vahye ihtiyaç duymaksızın saf akıl ile kabul edebileceğini varsayar. Diğer görüşe göre, aklın Allah’ın varlığını ve birliğini tespit edebilme potansiyeli olduğunu kabul etmekle birlikte, sorumluluğun ancak Allah’ın emir ve yasağıyla mümkün olabileceğini varsayar. Tarafların konuya ilişkin farklı yaklaşım sergilemelerinin temel nedeni ise; “husûn” ve “kubûh” varlığın asıl niteliklerinden midir? Yoksa bir nitelik olarak “değer/norm”, varlığa dini emir ve yasak ile mi yüklenir? tartışmasına bağlı olarak şekillenmiştir. Hz. Peygamberin anne ve babasını teolojiye konu eden yaklaşım, daha çok iyilik “husûn” ve kötülüğün “kubûh”un, varlığın asli niteliği olmayıp emir ve yasakla bildirildiği anlayışındaki âlimlerin değerlendirmesidir. “ehlu’l-Fetre” olarak kavramsallaştırılan ve Hz. Peygamberin anne ve babasını da içine alan bu grup, tartışmaya bu açıdan dâhil edilebilmiştir. Bu yaklaşıma göre insan sorumlu olmak için vahyin önderliğine muhtaçtır. Vahye muhatap olmayanlar ise mükellef değildir. “Ehlu’l-Fetre” (fetret dönemi insanları) da geçerli bir mazeret sebebiyle vahye muhatap olma imkânı yakalayamamış insanlardır. Hz. Peygamber’in anne ve babası da bu gruptandır. Çalışmamızda bu teolojik konuya ilişkin veri, sosyal bilimlerin araştırma yöntemleri bağlamında analiz edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Submission Date | April 14, 2022 |
Acceptance Date | June 7, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |