Innovations and creations in fields such as religion, thought, art, literature, music, wisdom, gnosism and philosophy are the common products of the human civilization epic. Almost all these creations are the result of chained and cumulative efforts based on the common heritage of humanity throughout history. Again, every thinker has established and grounded his system of thought by interpreting, renewing, updating and adding to the legacy of previous thinkers. As a matter of fact, each successor set out with the power and inspiration he received from his predecessor, deepened and grounded the legacy of previous civilizations with his criticisms and contributions, or changed his route and qiblah. In this respect, it can be said that every wise humanity is a "sparrow on the back of an elephant", which consists of the huge accumulation of the civilization epic. The metaphysical fire of love, which never goes out in the depths of man, has led him to reach peaks, to produce superhuman mythologies, to create mythical characters, to assume divine qualities, to create perfect human or human-idols and prophetic characters who imitate God and it led him to attempt to establish a luminous realm, the city of the sun, the holy harem, the ideal place, the madina al-fazila or the city of God on this cold and dark earth. When the history of Iran is examined religiously and intellectually, it is seen that Iran has a deep-rooted and very ancient tradition formed thanks to this metaphysical love of people. It is understood that this deep-rooted tradition preserves its existence even under major crises and shocks, and does not lose the traditional Iranian theme despite all interruptions and disconnections. Traditional Iranian wisdom has accomplished this by changing shirts, renewing and updating in every change and transformation, but always nurturing the Iranian traditional spirit and preserving its main codes. As a matter of fact, Iran transferred the Greek philosophy spread by the world conqueror Alexander to Hellenism, the harsh Mongolian shahs to the Sufis, the God-centered strong Semitic tradition to the human-centered Arya tradition, the Semitic prophets to the mythical Iranian shahs, Zal to Ali, Husayn to Rostam, Turan wars to Karbala literature and in the final analysis, converted Islam to Shi'ism and turned it into an Islamic-i-Iranian based on its own existence. The subject of this article is Kayhosrow, an example of perfect human in the ancient Iranian mythical and religious tradition. The central position of Kayhosrow, who is considered to be the most important of the Iranian mythical prophet-kings who have hurrah, expressed as divine charisma, magnificent light and magical nature, has been traced throughout the study, especially in the texts of Zoroastrianism and Illuminationism (Ishraqiyyah). In this study, the phenomenological method was followed and the characteristic features of Kayhosrow, who constituted the ideal perfect human portrait of both religious and intellectual schools, were revealed. The aim of the study is to capture the timeless spirit of eternal wisdom (al-hikmah al-halidiyah), primordial yeast (al-hamirah al-ezeliyah), transcendent wisdom (al-hikmah al-mutaliyah) and unchanging truth by drawing attention to the qualities of Kayhosrow, who is considered the most important example of a perfect person in Zoroastrianism and Illuminationism. At the end of the study, it was concluded that Kayhosrow, thanks to his divine charisma (hurrah), was a prophet-king who combined both material world management and spiritual sovereignty, a perfect human being who carried the Nur-i Mumammedi, an ideal ruler who set an example for the rulers of all times. With this study, in addition to Kayhosrow’s life full of adventures such as what he experienced before his birth, what happened to him after his birth, the way he was brought up, the way he came to the rulership, and the right-minded and successful world management, his chose to go into isolation, especially when he was at the peak of power and power, and ascended to the sky and disappeared from the eyes with ascension, have been shed light on the fact that Kayhosrow have become one of the most attractive and extraordinary characters in history, showing the mortal man the way to immortality.
Din, düşünce, sanat, edebiyat, müzik, hikmet, irfan ve felsefe gibi alanlardaki yenilikler ve ortaya çıkarılan ürünler, insan medeniyet destanının ortak ürünleridir. Bu ürünlerin tamamına yakını, tarih boyunca insanlığın ortak mirasına dayanan zincirleme ve birikimli çabalarının sonucudur. Yine her düşünür kendinden önceki düşünürlerin mirasını yorumlayarak, yenileyerek, güncelleyerek ve eklemeler yaparak kendi düşünce sistemini kurmuş ve temellendirmiştir. Nitekim her ardıl, selefinden aldığı güç ve ilhamla yola çıkmış, eleştiri ve katkılarıyla önceki medeniyetlerin mirasını temellendirmiş ve derinleştirmiş ya da rotasını ve kıblesini değiştirmiştir. Bu bakımdan her bilge insanlığın medeniyet destanının devasa birikiminden oluşan "filin sırtındaki serçe" olduğu ifade edilmiştir. Çünkü insanın derinliklerinde asla sönmeyen metafizik aşk ateşi, onu doruklara çıkarmaya, insanüstü mitolojiler üretmeye, mitik karakterler yaratmaya, ilahi niteliklere bürünmeye, mükemmel insan veya tanrısal idol ve peygamber karakterler yaratmaya yöneltmiştir. Bunu başarmak için insan, Tanrı’ya öykünmüş, bu soğuk ve karanlık yeryüzünde bir nurlu âlem, bir güneş şehri, bir kutsal harem, bir ideal yer, bir erdemliler şehri (el-medînetü’l fâzıla) veya Tanrı şehri kurmaya teşebbüs etmiştir. Bu çerçevede İran tarihi, dini ve entelektüel açıdan incelendiğinde, insanın bu metafizik aşkı sayesinde İran’ın köklü ve arkaik bir geleneğe sahip olduğu görülmektedir. Bu köklü geleneğin büyük kriz ve şoklarda dahi varlığını koruduğu, tüm kesinti ve kopukluklara rağmen geleneksel İran ruhunu kaybetmediği anlaşılmaktadır. Geleneksel İran bilgeliği gömlek değiştirerek, her değişim ve dönüşümde kendini yenileyerek ve güncelleyerek, ancak her zaman geleneksel ruhunu besleyerek ve ana kodlarını koruyarak bunu başarmıştır. Nitekim İran, dünya fatihi İskender'in yaydığı Yunan felsefesini Helenizm'e, haşin Moğol şahlarını mutasavvıflara, Tanrı merkezli güçlü Sami geleneğini insan merkezli Arya geleneğine, Sami peygamberlerini efsanevi Arya peygamberşahlarına çevirmiştir. Bu çerçevede İran bilgeliği, Zâl'ı Ali'ye, Hüseyin'i Rüstem'e, Turan savaşlarını Kerbela edebiyatına ve son tahlilde İslam'ı Şiiliğe dönüştürerek kendi geleneksel kodlarına dayalı bir İslam-i İrani kurmuştur. Bu makalenin konusu Kadim İran mitik ve dini geleneğinde geçen insan-ı kâmil örneği Keyhüsrev’dir. Tanrısal karizma, görkemli nur ve büyülü doğa olarak ifade edilen hurra sahibi İranlı mitik peygamberşahların en önemlisi kabul edilen Keyhüsrev’in özellikle Zerdüştîlik ve İşrâkîlik metinlerinde kazandığı merkezi konumun çalışma boyunca izi sürülmüştür. Bu çalışmada fenomenolojik metot takip edilmiş ve her iki dinsel ve düşünsel ekolün ideal insan-ı kâmil portresini teşkil eden Keyhüsrev’in karakteristik nitelikleri ortaya konmuştur. Çalışmanın amacı Zerdüştîlik ve İşrâkîlik ve Zerdüştîlikte yetkin insanın en önemli örneği sayılan Keyhüsrev’in niteliklerine dikkat çekerek ezeli ve ebedi hikmet (el-hikmetu’l ‘atika, el-hikmetu’l ezeliye), ezeli maya (el-hamiretu’l ezeliye), aşkın bilgelik (el-hikmetu’l mute’aliye) ve değişmeyen hakikatin (el-hakikatu’s sabite) zamanlar üstü ruhunu yakalamaktır. Bu çalışmanın sonunda, sahip olduğu tanrısal karizma (hurra) sayesinde Keyhüsrev’in hem dünya yönetimini hem de manevi hükümranlığı birleştiren bir peygamberşah, nur-i Mumammedi taşıyan bir insan-ı kâmil, bütün zamanların yöneticilerine örneklik teşkil eden ideal bir hükümdar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmayla, Keyhüsrev’in doğum öncesinde yaşadıkları, doğum sonrası başına gelenler, yetişme şekli, hükümdarlığa geliş biçimi, adil ve başarılı dünya yönetimi gibi maceralarla dolu hayatının yanı sıra, özellikle güç ve iktidarın zirvesindeyken uzlete çekilmeyi iradesiyle seçmesi ve göğe yükselerek miraçla gözlerden kaybolması, onu, ölümlü insana ölümsüzlük yolunu göstermiş olan tarihin en cazip ve en sıra dışı karakterlerinden biri haline getirdiğine ışık tutulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2022 |
Submission Date | October 14, 2022 |
Acceptance Date | December 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |