Throughout history, there have been different approaches to the position of women. In the society where Prophet Muhammad was entrusted with the message, women had almost no human status. Prophet Muhammad brought about a significant change and transformation in the position of women, who are fundamental elements of the institution of the family. He placed this change and transformation, which assigned an active role to women in the construction process of society, within the legal framework of the companions' mindset. In the teachings of Prophet Muhammad, women were not confined to the home, nor were they isolated from society. The rules set in the Sunnah regarding the behavior and attitude in relationships between men and women were ethically centered to preserve the dignity and personality of both women and men. Therefore, one of the rules that should be observed in male-female relationships is the concept of Ikhtilāṭ. The negative impact of Ikhtilāt, where humanitarian and ethical principles are not observed, is a possibility on individuals, families, and society. Indeed, the increase in legal issues between families and certain immoral actions today is a consequence of the prolonged solitary coexistence of men and women without a legal bond. Therefore, extramarital relationships that undermine a strong family institution have been prohibited in the teachings of Prophet Muhammad. During the time of Prophet Muhammad, it is well-known that women prayed alongside men in the same mosque, participated together in jihad and Eid prayers. Women were actively involved in various aspects of society, from trade and politics to social life and collective worship. In the pre-Islamic era, women had limited roles beyond being a source of shame, disgrace, grief, and sorrow. However, with the arrival of Prophet Muhammad, women became more integrated into society, filling mosques and becoming a fundamental element in the construction process of the new civilization. Indeed, when Prophet Muhammad conveyed the commandments and prohibitions of the religion, male and female companions participated together from different locations. As the difficulty for women to listen to Prophet Muhammad increased, upon their request to learn the commandments and prohibitions of the religion more effectively, Prophet Muhammad allocated a specific day for them. The standards and rules introduced by Prophet Muhammad in male-female relationships allowed them to perform their roles more actively, as they were the principled individuals of the principled society he built. In the process of constructing this principled society, women became essential elements. Therefore, in accordance with the requirements of a principled society, immoral relationships leading to prohibited activities between men and women were forbidden by Prophet Muhammad. The aim of this study is to outline the framework of the nature of Ikhtilāṭ, which is forbidden in the Sunnah, and to present its reality with scholarly evidence. Initially, the conceptual content and reality of Ikhtilāṭ will be explained, and an analysis of the concept will be conducted from a broad perspective in the context of Quranic messages and narrations. Ultimately, the standards and rules to be observed in male-female relationships, in the context of the practices of Prophet Muhammad, are the focal points of the research. Thus, by taking Prophet Muhammad's teachings as a reference point, an attempt will be made to establish a perspective on the phenomenon of i Ikhtilāṭ.
Tarihi süreçte kadının toplumdaki konumuna dair farklı yaklaşımlar olmuştur. Hz. Peygamber’in risâletle görevlendirildiği toplumda kadının içtimai, siyasi ve hukukî alanlarda bir konumu olmadığı gibi insani bir muameleden de mahrumdu. Hz. Peygamber, aile kurumunun kurucu unsurlarından olan kadının konumunda büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirerek onun toplumun inşa sürecindeki aktif varlığını, hukuki zeminde sahâbenin zihin dünyasına yerleştirdi. Çünkü Hz. Peygamber’in öğretisinde kadın eve hapsedilmediği gibi toplumdan tecrit de edilmemiştir. Sünnette kadın ve erkek ilişkilerinde tavır ve davranışa dair konulan kurallar, hem kadının hem de erkeğin vakar ve kişiliğini korumaya yönelik ahlak merkezlidir. Böylece Hz. Peygamber’in tebliğ ve tebyîn ettiği İslam, fert ile toplum arasında düzenleyici hükümler ve koruyucu önlemler almıştır. Bu hükümlerden bir kısmı, ahvâl-i şahsiye diye ifade edilen aile kurumuna dair hak ve sorumlulukları konu edinen kurallardır. Kadın erkek ilişkilerinde gözetilmesi gereken kurallardan biri de ihtilât konusudur. İnsani ve ahlaki ilke ve kuralların gözetilmediği ihtilâtın fert, aile ve toplum üzerinde menfi boyutu, ihtimal dâhilindedir. Nitekim günümüzde aileler arası hukuki sorunların ve gayr-i ahlakî kimi eylemlerin çoğalması, aralarında kanuni bir bağ bulunmayan erkek ve kadınların yalnız başına uzun süre birlikteliklerinin bir neticesidir. Dolayısıyla İslam’da bir kısım ihtilâtın yasaklanmasının iffeti ve nesli korumaya yönelik bir tedbir olduğunu söyleyebiliriz. Bu suretle Hz. Peygamber’in öğretisinde güçlü aile kurumunu sarsan, evlilik dışı birlikteliğe götüren ihtilât, yasaklanmıştır. Hz. Peygamber döneminde kadınların erkeklerle beraber aynı mescitte namaz kıldıkları, cihada ve bayram namazlarına beraber çıktıkları bilinmektedir. Kadınlar, toplumdan tecrit edilmediği gibi ticaretten siyasete, sosyal hayattan toplu ibadetlere kadar toplumun inşa sürecinde aktif olarak katılmışlardır. Câhiliye devrinde kadınların; utanma, ayıplanma, gam ve keder sebebinden başka bir konumları yokken, Hz. Peygamber’in gelmesiyle kadınlar topluma açıldı, mescitleri doldurdu, yeni medeniyetin inşa sürecinde asli bir unsur haline geldiler. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) dînin emir ve yasaklarını teblîğ ve tebyîn ederken erkek ve kadın sahâbîler, farklı mekânlardan birlikte katılıyorlardı. Kadınların Hz. Peygamber’i dinlemeleri zorlaşınca, dinin emir ve yasakları daha verimli bir şekilde öğrenmeleri için talepleri üzerine Hz. Peygamber tarafından kendilerine bir gün tahsis edilmiştir. Söz konusu kadın erkek ilişkilerinde Hz. Peygamber tarafından getirilen ölçü ve kurallar, onların rollerini daha aktif bir şekilde ifa etmelerini sağlamıştır. Çünkü Hz. Peygamber inşa ettiği bu ilkeli toplumun ilkeli bireyleri ve ilkeli kuralları olmuştur. Bu ilkeli toplumun inşa sürecinde ise kadın, aslî unsur görevini üstlenmiştir. İlkeli bir toplum gereğince Hz. Peygamber, kadın/erkek ikilisinin aslî kişiliklerini koruma adına harama götüren gayr-ı ahlâki ihtilâtı yasaklamıştır. Bu çalışmanın amacı, sünnette yasak olan ihtilâtın mahiyetiyle ilgili çerçeveyi çizerek ilmi verilerle gerçekliğini ortaya koymaktadır. Çalışmada ilk olarak ihtilâtın kavramsal içeriği ve gerçekliği açıklanarak Kur’an mesajları ve rivayetler bağlamında ihtilât kavramının geniş bir perspektiften analizi yapılacaktır. Bu bağlamda araştırmada kadın ve erkek arasında yasak olan ve olmayan ihtilâtın sınırları nedir sorusunun tespiti önemlidir. Çalışmada, Hz. Peygamber’in uygulamaları bağlamında ihtilâtın mahiyeti ve muhtevası bakımından gerçekliği ortaya konacaktır. Son tahlilde Hz. Peygamber’in uygulamaları bağlamında kadın erkek ilişkilerinde gözetilmesi gereken ölçü ve kurallar, araştırmanın odaklandığı noktalardır. Hadis ve tarih kaynaklarını içeren veri tabanlarından elde edilen bilgiler ışığında İhtilat mefhumu ve hükmüne dair birçok sorunun cevabı aranacaktır. Bu sebeple araştırmada; içtimai, hukukî ve siyasi alanlarda ihtilat mefhumuna ilişkin Hz. Peygamber’in sözleri ve uygulamalarının tespitinde tümevarım yöntemine başvurulmuştur. Böylece araştırmada Hz. Peygamber’in öğretileri referans alınarak ihtilât mefhumuna dair bir bakış açısı kazandırılmaya çalışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | March 10, 2024 |
Acceptance Date | May 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |