In Islamic culture and civilization, an ijazah is one of the cornerstones of the deep-rooted education system. The Ijazah was used in the sense of documenting the isnad system, which was considered a part of religion in the first centuries. Thus, it has become one of the reliable ways to strengthen the narration and transfer it to the next generations in the same way. An Ijazah is a unique method created by Islamic civilization to establish a strong education system. License certificate show that a scholar has learned which works in which fields and from whom during his scientific career, and in which school he grew up. al-Jārbardī, who is a part of this tradition, both narrated many works and gave various permissions to transfer them to the next generations. From one aspect, it is divided into general-special, and from another aspect, scientific, scientific, professional-artistic, sect and spiritual. al-Jārbardī (d.746/1346) is one of the scholars of the Ilkhanid period and is one of the authoritative figures with an effective in the in the field of language. This fertile author, who devoted his life to science and education, produced twenty-six works and established continuous scientific assemblies, had strong narrations of the works he taught. In order to determine his narrations and Ijazahs, manuscripts and mashyakha -type works were examined in addition to his books of scribes, and fourteen narrations and six Ijazahs belonging to him were determined. In fact, in the research conducted, it was understood that the author gave much more permission; It has been researched with the assumption that these Ijazah have reached the present day, but all of them have not been determined yet. The data obtained revealed new information about the life of him and his students. These narrations and ijazahs contain data, albeit briefly, about the names, lives and thoughts of many ulema that are not mentioned in the books of the katat. In addition, the relations of the author, the scientific development of the student, his other teachers, the books taught, his travels, etc. An important information about the autobiographical information about the author makes them a primary source. When the manuscripts were examined, it was determined that he, like many scholars who gave lectures, gave various the Ijazahs to those present when the book, which was the subject of the lecture, was finished. When referring to the mashyakha type of books, it is seen that he performed an important service by narrating many books from tafsir to hadith, from fiqh to Arabic language. The scientific legacy of al-Jārbardī from previous scholars and the works he wrote are mostly written by the Shiite scholar al-Ghazāl Muhammad It was transferred on to the next generations. Again, while his scientific legacy was transferred on to the al-Subkī family through his son Ibrahim, it was transferred on to al-Suyutī through al-Surmārī. Through his favorite student Nur al-din Farac and Tac al-din Ali al-Tabrizī, his scientific legacy reached places such as Damascus and Cairo. This legacy has been passed on to scholars such as Bedreddin Aynî and Süyûtî through certain documents. Thus, its scientific legacy spread to Islamic cultural centers such as Damascus, Cairo, Iraq and Yemen. In his ıjazahs, he specifically states the condition of observing the right of narration both for the books transmitted from the predecessor and for his own works. He showed his scientific competence in the narrations. The scientific legacy of al-Jārbardī, who was the influential name of the period in the Shafi'i sect, is based on al-Rāfi'ī and al-Qazvīnī, who were the authority in the sect.
İslam kültür ve medeniyetinde icazet köklü eğitim sisteminin temel taşlarından biridir. İcazet hicri ilk asırlarda dinin parçası sayılan isnad sisteminin belgelendirilmesi anlamında kullanılmıştır. Böylece rivayeti sağlam hale getirme ve aynı şekilde sonraki nesillere aktarmanın güvenilir yollarından biri olmuştur. İcazet İslam medeniyetinin güçlü eğitim sistem kurmak için meydana getirdiği kendine has bir metottur. İcazetnameler bir âlimin ilmi kariyeri boyunca kimlerden hangi sahalarda hangi eserleri tahsil ettiğini, hangi ekolun içerisinde yetiştiğini gösterir. İcazetler umumi-hususi diğer açıdan ilmî, fennî, meslekî-sanatsal, tarikat ve manevî şeklinde taksim edilmiştir. Bu geleneğin bir parçası olan Çârperdî (ö.746/1346) çok sayıda eseri hem rivayet etmiş hem de bunların sonraki nesillere aktarılması için çeşitli icazetler vermiştir. Çârperdî İlhanlı dönemi âlimlerinden olup dil yönü güçlü olan otorite bir şahsiyetlerden biridir. Ömrünü ilme ve tedrise vakfeden yirmi altı eser ortaya koyan ve sürekli ilim meclisleri kuran bu velud müellif okuttuğu eserlerin de sağlam rivayetlerine sahip olmuştur. O dil ilimlerine yönelik eserler telif etmiş, onları rivayet etmiş ve icazetler vermiştir. Onun rivayet ve icazetlerin tespiti için tabakat kitaplarının yanı sıra yazma eserler ve meşyeha türü eserler incelenmiş ve ona ait on dört eserin rivayet hakkı ile altı icazetname tespit edilmiştir. Aslında yapılan araştırmada müellifin çok daha fazla icazet verdiği anlaşılmış; bu icazetlerin günümüze ulaştığı varsayımı ile araştırılmış fakat tamamı henüz tespit edilememiştir. Bu rivayet ve icazetler, tabakat kitaplarında zikredilmeyen nice ulemanın isimleri, hayatları ve düşünceleri hakkında kısa da olsa veriler barındırmaktadır. Ayrıca müellifin ilişkileri, talebenin ilmi gelişimi, diğer hocaları, okutulan kitaplar, seyahatleri vs. hakkında da önemli bilgiler bulunmaktadır. Müellif hakkında sunduğu otobiyografik bilgiler onları birinci derecede kaynak haline getirmektedir. Elde edilen veriler onun ve talebelerinin hayatı hakkında yeni bilgiler ortaya koymuştur. Yazma eserler incelendiğinde ders veren pek çok âlim gibi onun da ders konusu olan kitap bittiğinde orada bulunanlara çeşitli icazetler verdiği tespit edilmiştir. Meşyeha türü kitaplara müracaat edildiğinde ise onun tefsirden hadise, fıkıhtan Arap diline pek çok kitabı rivayet ederek önemli bir hizmeti ortaya koyduğu görülmektedir. Çârperdî’nin önceki âlimlerden aldığı ilmî mirası ile kendi yazdığı eserler ağırlıklı olarak Şiî âlim el-Gazâl Muhammed b. Abdullah vasıtası ile sonraki nesillere aktarılmıştır. Yine ilmi mirası oğlu İbrahim vasıtasıyla Sübkî ailesine intikal ederken, Sürmârî üzerinden de Süyûtî’ye intikal etmiştir. Gözde öğrencisi Nureddin Ferec ve Taceddin Ali et-Tebrîzî vasıtası ile de onun ilmî mirası Şam, Kahire gibi yerlere ulaşmıştır. Bu miras belli senedler ile Bedreddin Aynî, Süyûtî gibi âlimlere onlardan da günümüze intikal etmiştir. Böylece ilmi mirası Dımaşk, Kahire, Irak ve Yemen gibi İslam kültür merkezlerine yayılmıştır. İcâzetnamelerinde hem seleften nakledilen kitaplar için hem de kendi eserleri için rivayet hakkının gözetilmesi şartını özellikle belirtmektedir. Rivayet senedlerinde ilmi yetkinliğini göstermiştir. Şâfiʿî mezhebinde dönemin etkili ismi olan Çârperdî’nin ilmi mirası mezhepte otorite olan Râfiʿî ve Kazvînî’ye dayanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Early Pub Date | June 28, 2022 |
Publication Date | June 30, 2022 |
Submission Date | May 1, 2022 |
Acceptance Date | June 20, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 8 Issue: 1 |
Journal of Near East University Faculty of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).