Genel olarak rivayete dayalı tüm ilimlerin özelde ise hadis ilminin temel problemlerinden birisi rivayetlerin aktarımı esnasından râvîlerin hatalı veya kasıtlı olarak yaptıkları tasarruflardır. Bu tasarrufların bir kısmı rivayetlerin kabulü ve reddi konusunda tartışmalara sebep olmuştur. Ancak insanlığın tüm tarihi birikimleri rivayete dayandığı için rivayetlerin tutarlı bir usule dayanmadan genel reddi, insanlığın hafızasını silmek; olduğu gibi kabulü ise insanın doğası ve insanlığın genel tecrübelerine aykırılık teşkil etmektedir. Hadisler de rivayet özelliği taşıdıkları için aynı sorunlarla karşı karşıyadır. Hadis Usulü ilmi hadislerle ilgili bu sorunun çözümü için geliştirilmiştir. Bunun bir sonucu olarak rivayetler güvenilirlikleri açısından sınıflandırılmıştır. Rivayetler üzerindeki bazı tasarruflar raviler için cerh sebebi olarak görülmüştür. Ancak birçok konuda ihtilafa düşülmüş, ravi tasarrufunu ifade eden bazı kavramların cerhe mi yoksa tadile mi delalet ettiği tartışmaları gündeme gelmiştir. Ravi tasarrufları bazen kelimelerin tahrifi, tashifi, idrac, ziyade ve hazf şeklinde; bazen de metninin ihtisar edilmesi veya tefsir edilerek metnin genişletilmesi şeklinde olmuştur. Ayrıca ravi tasarrufları rivayetlerin muttasıl hale getirilmesi, irsal edilmesi, ref edilmesi veya mevkuf hale dönüştürülmesi gibi tasarruflar da söz konusudur. Ravilerin rivayetlerin isnad ve metinleri üzerindeki tasarrufları ile ilgili farklı kavramlar kullanılmış ve bu kavramların Hadis Usulü kaynaklarında tanımları yapılmıştır. Bu tür bir kavram olan tecvîd ravi tasarruflarını ifade etmesine rağmen meşhur Hadis Usulü kaynaklarında yeteri kadar ilgi görmemiş ve yapılan tanımıyla ulemanın kullanımları arasındaki uyumsuzluklar konunun çalışılmasını gerekli kılmıştır. Bundan dolayı bu kavramın tanımı ve hadis alimleri tarafından kullanımları farklı örnekler seçilerek incelenmiştir. Bu kapsamda bazı alimlerin tecvîd kavramının kudemâ ulema (erken dönem alimleri) tarafından “tedlîsu’l-tesviye” anlamında kullanıldığı iddiası da çalışmada değerlendirilmiştir. Bu iddia farklı rivayetler incelenerek test edilmiştir. Bu örnekler bu kavramın kullanıldığı birçok farklı riayet içerisinden seçilmiştir. Rivayetler seçilirken kavramının geçtiği birçok örnek incelenerek makalenin sınırlılıkları dikkate alınarak aynı özelliklere sahip olan rivayetler arasından metin açısından daha kısa olan birer rivayet tercih edilmiştir. Farklı kullanımlara delalet eden farklı rivayetler üzerinden alimlerin kavrama yükledikleri anlam veya anlamların tespiti yapılmıştır. Böylelikle faklı alimler tarafından kavramın ortak ve farklı kullanımlarının görülmesi sağlanmıştır. Ravilerin rivayetler üzerindeki tasarruflarının tespiti için rivayetlerin kronolojik takibi esas alınmıştır. Örnekler incelenirken hem isnad hem de metinler üzerindeki tasarruflar dikkate alınmış ve bazı müsteşriklerin iddiaları da değerlendirilmiştir. Nitekim bazı müsteşrikler, rivayetlerin büyük ölçüde İslam toplumunun sosyal, kültürel ve siyasi şartlar altında ravi tasarrufları ile şekillendiği, hatta isnadlarının da geriye dönük olarak yapılandırıldığını iddia etmiştir. Çalışma sonuçları itibari ile bu iddiaların geçerliliği veya geçersizliği konusunda da tespitler içermektedir. Çünkü erken dönem hadis ulemasının kullanmış olduğu tecvîd kavramı bu tür tasarruflarla da bağlantılı bir kavramdır. Çalışmada karşılaştırma ve istikra metodu kullanılmıştır.
One of the fundamental issues in all transmission-based sciences in general—and particularly in the science of hadith—is the deliberate or erroneous interventions made by transmitters (rāwīs) during the transmission of reports. Some of these interventions have led to debates concerning the acceptance or rejection of certain hadiths. However, since the entirety of human historical knowledge relies on transmitted information, a wholesale rejection of transmissions without a consistent methodology would amount to erasing humanity’s collective memory, while uncritical acceptance would contradict human nature and collective experience. Since hadiths are also transmitted reports, they face similar problems. The science of Hadith Methodology (ʿIlm Usūl al-Ḥadīth) was developed to address these issues, and as a result, hadiths have been classified according to their reliability. Certain types of interventions by transmitters were deemed grounds for criticism (jarḥ). Nonetheless, many disputes have arisen, and debates have emerged regarding whether specific terms indicating transmitter interventions should be considered signs of criticism (jarḥ) or endorsement (taʿdīl). These interventions can manifest in various forms, such as word alterations (taḥrīf), orthographic errors (taṣḥīf), interpolations (idrāj), additions (ziyāda), and omissions (ḥadhf), or through the abridgment or expansion of the text via commentary. Other types of interventions include converting disjointed transmissions into connected ones (iṭṣāl), rendering connected reports into disconnected ones (irsāl), elevating the transmission level (rafʿ), or transforming elevated reports into halted ones (mawqūf). Different terms have been used in reference to such interventions in both the isnād and the text of the hadith, and these terms have been defined in the sources of Hadith Methodology. One such concept is tajwīd, which, although referring to transmitter interventions, has not received sufficient attention in well-known Hadith Methodology works. Moreover, discrepancies between its definitions and how scholars have used it highlight the need for dedicated research on the subject. Therefore, this study examines the definition and usage of the term tajwīd by hadith scholars through selected examples. Among the issues considered is the claim that some scholars used the term tajwīd in the sense of tadlīs al-taswiya during the classical era. This claim is evaluated by analyzing various reports. While selecting the reports, numerous examples in which the concept appears were examined, and taking into account the limitations of the article, among those with similar characteristics, one shorter report was preferred in terms of text length. The study identifies the meanings or connotations attributed to the concept by different scholars through diverse examples, thereby enabling the observation of both commonalities and differences in usage. To detect transmitter interventions in reports, a chronological tracking of the narrations was employed. Both the isnād and the text were analyzed in selected examples, and some claims by Orientalist scholars were also evaluated. Notably, some Orientalists have argued that these transmissions were largely shaped by the social, cultural, and political context of Islamic society, and that even their isnāds were retrospectively constructed. The findings of the study also address the validity or invalidity of these claims. This is particularly relevant because the concept of tajwīd as used by early hadith scholars is also related to such interventions. The study utilizes comparative and inductive methods.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | February 21, 2025 |
Acceptance Date | June 15, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 11 Issue: 1 |
Journal of Near East University Faculty of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).