Tüketici, ticari olmayan amaçlarla mal ve hizmet sözleşmelerine taraf olan kişidir. Son yıllarda bireysel müşterilerin bankalarla imzaladıkları sözleşmeler, tüketici işlemleri içerisinde önemli bir yer teşkil etmeye başlamıştır. Bankalar ve müşteriler arasındaki tüketici kredisi işlemlerini yasal bir zemine yerleştirmek amacıyla bir takım kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Tüketici kredilerinde yaşanan sürekli artış müşterilerin bankalar karşısında daha bilinçli olmalarını zorunlu kılmıştır. Aksi takdirde tüketicilerin yaşadıkları mağduriyetler giderek aratacaktır. Bu çalışmada 6502 sayılı kanunun ve Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin finansal tüketici ve banka ilişkileri açısından getirdiği yenilikler ışığında Türkiye’de finansal tüketici hakları temelinde yaşanan son gelişmelerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu çerçevede getirilen düzenlemelerin dünya pratikleri ile uyumlu olduğu ve genel anlamda bankalar karşısında müşterilerin haklarını güçlendirici bir yapı sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında “sözleşme öncesi bilgi formunun” ne zaman imzalatılması gerektiği konusunda bir netlik bulunmadığı anlaşılmış ve kredi için açılan vadesiz hesaplara ilişkin hesap işletim ücreti istisnasının olması gerekenden daha dar tutulduğu kanaatine varılmıştır.
Tüketici, ticari olmayan amaçlarla mal ve hizmet sözleşmelerine taraf olan kişidir. Son yıllarda bireysel müşterilerin bankalarla imzaladıkları sözleşmeler, tüketici işlemleri içerisinde önemli bir yer teşkil etmeye başlamıştır. Bankalar ve müşteriler arasındaki tüketici kredisi işlemlerini yasal bir zemine yerleştirmek amacıyla bir takım kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Tüketici kredilerinde yaşanan sürekli artış müşterilerin bankalar karşısında daha bilinçli olmalarını zorunlu kılmıştır. Aksi takdirde tüketicilerin yaşadıkları mağduriyetler giderek aratacaktır. Bu çalışmada 6502 sayılı kanunun ve Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin finansal tüketici ve banka ilişkileri açısından getirdiği yenilikler ışığında Türkiye’de finansal tüketici hakları temelinde yaşanan son gelişmelerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu çerçevede getirilen düzenlemelerin dünya pratikleri ile uyumlu olduğu ve genel anlamda bankalar karşısında müşterilerin haklarını güçlendirici bir yapı sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında “sözleşme öncesi bilgi formunun” ne zaman imzalatılması gerektiği konusunda bir netlik bulunmadığı anlaşılmış ve kredi için açılan vadesiz hesaplara ilişkin hesap işletim ücreti istisnasının olması gerekenden daha dar tutulduğu kanaatine varılmıştır.