This study aims to contribute to communication studies with the terminology of critical algorithm studies by focusing on the potential effects of the algorithmic structure in digital platforms, especially in the media, on economic, cultural, political, etc. in individual and social dimensions. The power that algorithmic systems gain by collecting and processing more and more data every day is based on the data covering the online or offline mobility of users in the digital environment. In this respect, researchers drawing attention to the existing problems and risks created by the processing and analysis of large data sets, which make it possible to predict the behaviour of individuals in the digital order surrounded by algorithms, have led to the emergence of critical algorithm studies. Critical algorithm studies, which characterise data as a new economic value and evaluate algorithm-driven digital technologies within their social scientific contexts, constitute the basic intellectual basis of the conceptual discussion of this study. The importance of algorithmic systems for communication science can be summarised as the fact that algorithms significantly affect many aspects of daily life, that they continue this influence process by working in accordance with the "black box" working principle along the digital traces of users, and that they know a lot about users despite their "black box" working principles. In this respect, in this study, the interaction between the algorithm and the media user in the digital communication environment is examined in the context of the concept of algorithmic consent within the framework of surveillance practices, one of the risk typologies of critical algorithm studies, in relation to the critical perspective of communication studies. Following the discussion of the relevant literature, suggestions were made for critical algorithm awareness in the light of user-oriented solution proposals despite the risk typologies put forward by critical algorithm studies.
algorithm machine learning artificial intelligence critical algorithm studies algorithmic consent
Bu çalışma, özellikle medyanın dahil olduğu dijital platformlardaki algoritmik yapının, bireysel ve toplumsal boyutlardaki ekonomik, kültürel, siyasal vb. potansiyel etkilerine odaklanarak iletişim çalışmalarına eleştirel algoritma çalışmaları terminolojisinden hareketle katkı sunmayı amaçlamaktadır. Algoritmik sistemlerin, her geçen gün daha fazla veri toplaması ve işlemesi ile kazandığı güç, dijital ortamdaki kullanıcıların çevrimiçi ya da çevrimdışı hareketliliklerini kapsayan verileri üzerinden ilerlemektedir. Bu bakımdan, algoritmalar ile çevrili dijital düzende bireylerin davranışlarının öngörülebilir olmasını mümkün kılan büyük veri kümelerinin işlenmesi ve analiz edilmesi ile yarattığı mevcut sorunlara ve risklere dikkat çeken araştırmacılar, eleştirel algoritma çalışmalarının doğuşunu sağlamıştır. Veriyi, yeni bir ekonomik değer olarak niteleyen, algoritma güdümlü dijital teknolojileri sosyal bilimsel bağlamları kapsamında değerlendiren eleştirel algoritma çalışmaları, bu çalışmanın kavramsal tartışmasının temel düşünsel dayanağını oluşturmaktadır. Algoritmik sistemlerin iletişim bilimi için önemi ise algoritmaların günlük hayatın pek çok yönünü önemli ölçüde etkilemesi, bu etki sürecini kullanıcıların dijital izleri boyunca “kara kutu” çalışma prensibine uygun biçimde çalışarak sürdürmesi ve kendi “kara kutu” çalışma prensiplerine karşın kullanıcılar hakkında çok şey biliyor olmaları durumu şeklinde özetlenebilmektedir. Bu nedenle çalışmada, dijital iletişim ortamında algoritma ve medya kullanıcısı arasındaki etkileşim, iletişim çalışmalarının eleştirel perspektifi ile ilişkilendirilerek eleştirel algoritma çalışmalarının risk tipolojilerinden biri olan gözetim pratikleri çerçevesinde algoritmik rıza kavramı bağlamında irdelenmiştir. İlgili alanyazınını kapsayan tartışmanın ardından eleştirel algoritma çalışmalarının ortaya koyduğu risk tipolojilerine karşın kullanıcı odaklı çözüm önerileri ışığında eleştirel algoritma farkındalığına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 28, 2024 |
Publication Date | June 29, 2024 |
Submission Date | January 23, 2024 |
Acceptance Date | June 6, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 16 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.