The seismic activity
of the Simav region is very high so that swarm earthquakes usually occur in
this region. Such swarms were usually convenient to measure crustal anisotropy
by using shear wave splitting method. Therefore, the swarms make possible to detect
crustal anisotropy beneath the study area. Also, seismic b-value and stress
were investigated by using the frequency–magnitude relationship of earthquakes
as a function of time, space and depth in order to find out whether a possible
relationship between seismic anisotropy and seismic b-value is or not. For
seismic b-value, an earthquake catalog prepared by the KOERI (Bogazici
University, Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute, Regional
Earthquake-Tsunami Monitoring Center) with magnitude greater than 1.0 from 1
January 2010 to 28 February 2019 was used. Hence, the reliability of findings
obtained from the analysis was improved because correctly determining location
parameters of earthquakes before 2010 for this region is not reliable due to
lack of seismic station coverage. For splitting analysis, micro-earthquakes
from 2016 to 2017 occurred in this region were initially selected. Results from
shear wave splitting analysis indicated strong scattering in splitting
parameters. This observation had been seemed consistent with stress-accumulation
caused by the earthquake swarms. Additionally, due to variations in stress, changes
in the average time-delay for each station were observed. Another important
observation of the study is that 90°-flips in shear-wave polarizations
observed. Fluctuating high pore-fluid
pressures on seismically-active fault planes are the most likely cause of the
scattering pattern in shear wave splitting parameters.
hacettepe
NO
I would like to thank all staffs from KOERI for providing data.
Simav
bölgesinin sismik aktivitesi çok yüksektir, bu nedenle genellikle bu bölgede
küme depremleri meydana gelir. Bu tür kümeler, kayma dalgası ayırma yöntemi
kullanılarak kabuksal anizotropinin ölçülmesi için uygundur. Bu yüzden, bu deprem kümeleri, bu bölgenin
altındaki kabuksal anizotropinin ölçülmesini mümkün kılmıştır. Ayrıca, sismik anizotropi ile sismik b
değeri arasındaki olası bir ilişkinin olup olmadığını bulmak için depremlerin
frekans-büyüklük ilişkisi zaman, mekan ve derinliğin bir fonksiyonu olarak
kullanılarak sismik b değeri ve stres değerleri hesaplanmıştır. Sismik b-değeri
için, 1 Ocak 2010 – 28 Şubat 2019 arasında 1,0’den büyük olan KOERI (Boğaziçi
Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Bölgesel
Deprem-Tsunami İzleme Merkezi) tarafından hazırlanan bir deprem kataloğu
kullanılmıştır. Bu nedenle, analizlerden
elde edilen bulguların güvenilirliği artırılmıştır, çünkü bu bölge için 2010
öncesi depremlerin yer parametrelerinin doğru olarak belirlenmesi, sismik istasyon
kapsamı eksikliği nedeniyle güvenilir değildir. Ayrımlanma analizi için bu
bölgede 2016'dan 2017'ye kadar meydana gelen mikro depremler ilk olarak
seçildi. Kayma dalgası bölme analizinden elde edilen sonuçlar ayrımlanma
parametrelerinde güçlü saçılma olduğunu göstermiştir. Bu gözlem deprem
sürülerinin neden olduğu stres birikimi ile tutarlı görünmektedir. Ayrıca,
stresteki farklılıklar nedeniyle, her istasyon için ortalama zaman gecikmesinde
değişiklikler gözlendi. Çalışmanın bir diğer önemli gözlemi, kayma dalgası
polarizasyonlarında 90 ° 'nin kaydığıdır. Sismik olarak aktif fay düzlemlerinde
dalgalı yüksek gözenekli sıvı basınçları, kayma dalgası bölme parametrelerinde
saçılma modelinin en muhtemel nedenidir.
NO
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Project Number | NO |
Publication Date | December 27, 2019 |
Submission Date | June 18, 2019 |
Acceptance Date | December 27, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 40 Issue: 3 |