Batıda, Sanayi Devrimiyle 1700 yılların ortalarında başlayan değişim ve gelişim, dün- yanın geleceğini yeniden tanzim eder. Buharlı gemiler, demiryolları, açılan fabrikalar; emek- sermaye ilişkisini yeniden düzenlediği gibi, devletlerarası ilişkileri de daha prag- matik bir boyuta taşır. Teknolojik gelişimin desteğiyle büyüyen devletler; yeni kaynaklar, yeni pazarlar dolayısıyla yeni sömürge alanları aramaya başlarlar. Batı’daki bu geliş- me ve değişmenin sağladığı refah, geri kalmış ülke aydınlarınca büyük bir hayranlık- la izlenir. Zaman içinde geri kalmış ülkelerin aydınları/sanatkârları, gelişmiş ülkelerin düşünsel kaynaklarına ve sanatsal birikimlerine öykünmeye başlarlar; Osmanlı İmpa- ratorluğu’nun gerileme dönemine rastlayan bu süreçte, Osmanlı aydınları da Batıya öykünerek kendi kaynaklarıyla çatışır. Tanzimat dönemi Türk şiiri, tam da böylesi bir medeniyet buhranın yaşandığı bir zamanda şekillenir. Değişimin, belli bir düşünce for- masyonundan geçmesi gerektiğini unutan, salt öykünmeci anlayışla Batılı kazanımları elde edilebilecekleri vehmine kapılan Osmanlı aydını/sanatkârı, olanla olması gereken arasındaki mesafenin eşiğinde büyük bocalamalar yaşarlar. Bu çalışmada; Tanzimat dönemi Türk şiirine yansıyan düşünce ve duygu dünyasındaki çatışma, çelişki ve iki- lemlerinin izi sürülecektir.
The change and development in the West, which started with the Industrial Revo- lution in the mid-1700s, re-arranged the future of the world. Steamships, railways, opened factories; as it rearranges the labor-capital relationship, it also takes the interstate relations to a more pragmatic dimension. States that grow with the support of technological development; they start looking for new colonial areas because of new resources, new markets. The prosperity provided by this develop- ment and change in the West is admired by the intellectuals of the backward coun- tries. In time, the intellectuals/artists of the backward countries begin to emulate the intellectual resources and artistic accumulation of the developed countries; in this period, which coincides with the decline of the Ottoman Empire, Ottoman intellectuals also emulate the West and clash with their own resources. Turkish poetry in the Tanzimat period, just like this civilization takes shape at a time of cri- sis. The Ottoman intellectual /artist, who forgets that change must pass through a certain thought formation and who is deluded that Western gains can be achieved with a mere emulational approach, experience great confusion at the threshold of the distance between what is and what should be. In this study; the conflicts, contradictions and dilemmas in the world of thought and emotion reflected in the Tanzimat period Turkish poetry will be traced.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 25 |