One of the most critical phases of the Turkish History is t hat the rights of sovereignty which governed by the Ottoman dynasty were taken from the Sultan and given to a parliment which would act for the people’s be- nefit. This transition took place when the Turkish nation were having a se~ rious life and death situation in S al v ati on War.
Ottoman Empİre who lost the World War I, ended the war by signing the Mondros Treaty. The Allied Poweı*s, using the terms of the treaty, dep- loyed their soldiers to İstanbul and same parts of the Anatolia. Thus, they took the Ottoman Empire under control which was not very strİngent.
The increasing activity of Kuva-yı Milliye in Anatolia and the im- portant decisions were taken by the Meclis-i Mebusan İn İstanbul, forced the Allied Powers to act effectively. When Misak-ı Milli, which covered the minimum requirements Turkish people seeked to have for continuous peace, was announced the Sevr Treaty which was thought to be the Peace model by the British was risked. Therefore, the Britİsh ocupied İstanbul on March 16,1920. Meclis-i Mebusan abolished itself.
Af ter the first telegram which informed about the occupation of İstanbul, Mustafa Kemal Pasha, evaluated the present situation with his strong sense of vision.
The time of Ottoman empire ended. İmmediately, he took serious me- asures. The measures taken right after the occupation of İstanbul were the strong bas is for the Salvation War and on these basis a modern and free co- untry arised.
The measures taken; communication with outside world was ter- minated, the railroads around Geyve Boğazı and Ulukışla were destroyed to prevent the Allied Powers sending forces deep İnto Anatolia, and the fi- nancial reserves in Anatolia were taken under control.
Because of the occupation, a formal complaint was given to the rep- resentative of the other countries.
Mustafa Kemal Pasha as the president of Heyet-i Temsiliye; knowing that the State has no authority, organised an Assembly with extraordinary powers in Ankara which later became the only authority in ruling the ııa- tion
The opening of The Grand Turkish National Assembly has been an important turning point in the Turkish History. Turkish people who left their ruling in every aspect to the parliement and the president Mustafa Kemal Pasha it chose, began to understand whatever they were doing for themselves and for their future. Even though, it was not obviously stated then, that the Sultan was captured and the State and the country were not Sultan's anymore was began to be understood by the people. The people started use its sovereignty rights actively through the parliement it chose to be represented.
National Sovereignity National Pact of 1920 The National Force Grand National Assembly
Türk tarihinin en kritik safhalarından birisi hiç şüphesiz, asırlardır OsmanlI hanedanı tarafından kullanılan egemenlik haklarının padişahlardan alınarak "fiilen millet adına bir meclis eliyle kullanılmaya başlanmasıdır. Tek kişinin egemenliğinden millet egemenliğine geçilmiştir. Bu geçiş Türk milletinin Kurtuluş Savaşı gibi varlık yokluk mücadelesi verdiği en buh¬ranlı bir dönemde olmuştur.
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti Mondros ateş¬kes antlaşması ile savaşa son verdi. itilaf Devletleri söz konusu anlaşmayı ileri sürerek Anadolu'nun bazı yerlerine, bu kapsamda İstanbul’a da asker çıkardılar. Osmanlı Devlet'ini çok sıkı olmayan bir denetim altına aldılar.
Anadolu'da her geçen gün güçlenen Kuva-yı Milliye hareketleri ile İstanbul'da Meclis-i Mebusan toplanarak önemli kararlar alması itilaf devletlerini daha etkin hareket etmeye zorladı. Türk milletinin kalıcı bir barış için gerekli gördüğü asgari şartlan kapsayan Misak-ı Millinin ilan edilmesi İngiltere'nin barış için düşündüğü modeli (Sevr Antlaşması) riske atınca İngilİzler 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'u tamamen işgal ettiler. Meclis-i Mebusan kendisini feshetti.
Mustafa Kemal Paşa İstanbul'un İşgal haberini veren ilk telgraftan sonra karşı karşıya bulunulan durumu ileri görüşlülüğüyle çok iyi değerlendirdi. Osmanlı Devleti sona ermişti. Hiç vakit kaybetmeden seri önlemler almaya başladı. İstanbul'un işgalinden hemen sonra alman bu önlemler İstiklal Savaş'ının sağlam temellerini oluşturmuş, bu temeller üzerinde bağımsız bir devlet ve modern bir toplum yükselmiştir.
Alınan önlemler kapsamında; dış dünya ile haberleşme kesildi, İtilaf Devletlerinin Anadolu içlerine kuvvet sevk etmesi ihtimaline karşı Geyve Boğazında ve Ulukışla civarlarında demir yolları tahrip edildi, Anadolu'daki mali kaynaklar kontrol altına alındı.
İşgal Türkiye'de bulunan bütün dış temsilcilikler nezdinde protesto edildi.
Heyet-i Temsiliye Başkanı sıfatıyla Mustafa Kemal Paşa; devlet otoritesinin kalmadığını görerek olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin An¬kara'da toplanmasını ve bütün yetkileri üzerine alarak tek merci haline gelmesini sağladı.
23 Nisan 1920!de toplanan Büyük Millet Meclisinin açılışı; Türk tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Türk milleti yönetimini her yönüyle ellerine bıraktığı meclisinin ve meclis başkanlığına seçtiği Mustafa Kemal Paşa'nın kararlarına göre hareket ederken her ne yapıyorsa bizzat kendisi ve geleceği için yaptığının farkına varmaya başladı. Artık açıkça ifade edilmese bile padişahın esir, vatanın işgal altında olduğu söylemleri ar¬kasında devletin, padişahın devleti, vatanın padişahın mülkü olmadığı anlatıla bilmeye ve halk tarafından anlaşılmaya başlandı. Milletin seçtiği temsilciler tarafından yönetilen vatanda millet egemenlik haklarını, temsilcileri eliyle fiilen kullanmaya başladı.
Milli Egemenlik Misak-ı Milli istanbul' un işgali Kuvay-ı Milliye Büyük Millet Meclisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2000 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2000 Cilt: 16 Sayı: 46 |