Yazarlar finansal destek beyan etmediler
AMAÇ: Hemovijilans, kan ve kan bileşenlerinin toplanması ve işlenmesinden alıcıya transfüzyonu ve takibine kadar tüm transfüzyon zincirini kapsayan, istenmeyen olay ve reaksiyonlar hakkında bilgi toplama, değerlendirme ve tekrarını önlemeyi amaçlayan bir dizi izleme prosedürüdür. Hemovijilans programı geliştirmenin temel amaçlarından biri, transfüzyon ilişkili istenmeyen reaksiyon bildirimlerinin iyileştirilmesidir. Çalışmamızda 3. basamak sağlık hizmeti sunan hastanemizde kan transfüzyonu uygulanan hastalarda gelişen transfüzyon ilişkili istenmeyen reaksiyonların sıklığını, reaksiyon türlerini belirlemeyi ve ulusal hemovijilans verilerine katkı sağlamayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEMLER: Çalışmamızda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1 Ocak 2013-31 Aralık 2019 tarihleri arasında yapılmış tüm kan/kan ürünü transfüzyonlarla ilişkili istenmeyen reaksiyonlar değerlendirildi. Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği Hemovijilans Çalışma Grubu’nun “Non-Enfeksiyöz İstenmeyen Transfüzyon Reaksiyonlarının İzlemi için Standart Tanımlama Önerileri” rehberliğinde çalışmaya dahil edilen transfüzyon reaksiyonları kategorize edildi.
BULGULAR: Çalışma periyodunda toplam 106.355 kan ve kan bileşeni transfüzyon kaydı değerlendirildi. Kullanılan kan bileşenlerinin dağılımı 68866 (%64,7) eritrosit konsantresi, 28083 (%26,4) taze donmuş plazma, 5664 (%5,3) havuzlanmış trombosit konsantresi, 3465 (%3,2) aferez trombosit konsantresi, 114 (%0,1) tam kan, 163 (%0,1) kriyopresipitat olarak belirlendi. Toplam 82 transfüzyon ile ilişkili istenmeyen reaksiyon raporlanmış olup tüm reaksiyonların ilişkilendirme derecesi olasılık düzeyleri 1-3 aralığındaydı. İstenmeyen reaksiyonların tamamı akut olup gecikmiş reaksiyon bildirimi yoktu. Ölüme neden olan transfüzyon reaksiyonu yoktu. Reaksiyon gelişen hastaların %61’i (n=50) kadın, %39’u (n=32) erkekti. Olguların yaşları 8 ay ile 83 yaş arasında değişmekte olup, ortalama 34,63±23,6 olarak saptanmıştır. Yıllara göre olgularda reaksiyon görülme oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,042; p<0,05).
SONUÇ: Kan/kan ürünü transfüzyonu yaşamı tehdit eden hastalıklarda mortaliteyi önlemek amacı ile kaçınılmaz bir tedavi yöntemidir. Kaçınılmaz olan bu tedavinin morbidite ve mortaliteyi etkileyen komplikasyonlarından korumak amacı ile tüm dünyada hemovijilans programlarına ilgi artmaktadır. Bu amaçla tüm ülkeler ulusal hemovijilans programlarını oluşturmaktadır. Ancak özellikle klinisyen hekimlerin bu programlara dikkatlerini çekmek komplikasyonların azaltılması için başlıca hedef olarak görülmelidir.
Yazarlar finansal destek beyan etmediler
Yazarlar finansal destek beyan etmediler
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Project Number | Yazarlar finansal destek beyan etmediler |
Publication Date | April 30, 2021 |
Submission Date | August 5, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 |