Purpose: Pseudomonas aeruginosa species are common bacteria that cause nosocomial infections. In this study, we aimed to contribute to epidemiological data and empirical treatment options by determining the resistance rates of P. aeruginosa strains isolated from clinical samples sent to our laboratory.
Materials and Methods: Conventional microbiological methods and Vitek 2 (bioMérieux, France) automated system were used for the identification and antibiogram processes of P. aeruginosa strains isolated from various clinical samples sent to our laboratory between November 2016 and August 2018.
Results: Seventy-two (29 %) deep tracheal aspirate (DTA), 68 (27 %) urine, 50 (20 %) sputum, 24 (10 %) bronchoalveolar lavage (BAL), 22 (9 %) wounds and 14 (5 %) from other samples (abscess, blood culture, tissue culture, pleura, catheter), a total of 250 strains were examined. The antibiotic that has the lowest resistance was found to be amikacin. Ciprofloxasin(50 %) and ceftazidime(48 %) had the highest resistance. Ciprofloxacin, ceftazidime, piperacillin-tazobactam (TZP) and gentamicin resistance were found to be higher in the intensive care unit than other clinics. It was found that the imipenem resistance rate in the samples from the polyclinics was very low (15 %) compared to the service and intensive care units.
Conclusion: It was observed that the rate of resistance to antibiotics, which are frequently used in P. aeruginosa treatments in our hospital, has gradually increased over the years. It was observed that the resistance rate of cefepime, which had a high rate of resistance before, decreased. The high resistance rates we found in Pseudomonas strains show the importance of regulation of treatment according to antibiotic susceptibility tests.
Amaç: Pseudomonas aeruginosa türleri hastane ortamında yaygın olarak bulunan ve hastane enfeksiyonlarına neden olan bakterilerdir. Bu çalışmada laboratuvarımıza gönderilen klinik örneklerden izole edilen P. aeruginosa suşlarının çeşitli antibiyotiklere direnç oranlarını tespit ederek, epidemiyolojik verilere ve ampirik tedavi seçeneklerine katkı sağlamayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Kasım 2016-Ağustos 2018 döneminde laboratuvarımıza gönderilen çeşitli klinik örneklerden izole edilen P. aeruginosa suşlarının identifikasyon ve antibiyogram işlemlerinde konvansiyonel mikrobiyolojik yöntemler ve Vitek 2 (bioMérieux, Fransa) otomatize sistemi kullanıldı.
Bulgular: Yetmiş ikisi (% 29) derin trakeal aspirat (DTA), 68’i (% 27) idrar, 50’si (% 20) balgam, 24’ü (% 10) bronko alveolar lavaj (BAL), 22’si (% 9) yara, 14’ü (% 5) ise diğer örneklerden (apse, kan kültürü, doku kültürü, plevra sıvısı, kateter) izole edilen toplam 250 suş incelendi. Direncin en düşük olduğu antibiyotik amikasin (% 18), direncin en yüksek olduğu antibiyotikler ise siprofloksasin (% 50) ve seftazidim (% 48) olarak belirlendi. Siprofloksasin, seftazidim, piperasilin-tazobaktam (TZP) ve gentamisin direncinin yoğun bakım ünitesinde diğer kliniklerden daha yüksek olduğu tespit edildi. Polikliniklerden gelen örneklerdeki imipenem direnç oranının servis ve yoğun bakım ünitelerine göre çok düşük olduğu (% 15) saptandı.
Sonuç: Hastanemizde P. aeruginosa tedavilerinde sık kullanılan antibiyotiklere direnç oranlarının yıllar içinde giderek arttığı gözlendi. Daha önce yüksek oranda direnç saptanan sefepimin direnç oranının ise düştüğü görüldü. Pseudomonas suşlarında saptadığımız yüksek direnç oranları antibiyotik duyarlılık testlerine göre tedavinin düzenlenmesinin önemini göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 31, 2021 |
Submission Date | February 3, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |