OBJECTIVE: The identification of the microorganisms that cause neonatal sepsis and their antibiotic susceptibility is essential for determining an empirical antibiotic treatment and the appropriate antibiotic. The aim of the present study was to determine the distribution rate and antibiotic susceptibility of the microorganisms growing in blood cultures in the neonatal intensive care units of our hospital. METHODS: A total of 6116 blood cultures taken from neonatal intensive care units were sent for analysis to the microbiology laboratory between January 2010 and September 2013. The cultures were analyzed using an automatized blood culture system, and aside from the conventional methods used in the identification, the analysis also made use of the API 20 E, API 32 E and API 20 STREP Biomerieux, France semi-automatized identification systems. Antibiotic susceptibility tests were carried out using the Kirby-Bauer disc diffusion method.RESULTS: Contamination was found in 324 blood cultures 5.3% , while clinically significant growths were found in 315 blood cultures 5.2% . Gram positive bacteria were isolated from 248 blood cultures 78.7% , and Gram negative enteric and non-fermenting bacteria were isolated from 58 blood cultures 18.4% . Haemophilus influenzae was isolated from one culture 0.3% and Candida spp. was isolated from eight blood cultures 2.5% . Coagulase Negative Staphylococcus was the most common microorganism 70.8% . Among the Gram positive bacteria, 4.4 percent were Staphylococcus aureus. Methicillin resistance was found in 54.5 percent of the S. aureus strains. The percentages of Escherichia coli and Klebsiella pneumoniae found in enteric and non-fermenting bacteria were both 6.7 percent. Extended spectrum beta lactamase positivity was 61.9 percent in E.coli, and 52.4 percent in K.pneumoniae.CONCLUSION: It was ascertained that: i active surveillance studies should be carried out, ii infection control measures should be followed, and iii adequate antibiotic policies should be developed to decrease the level of resistant microorganisms found in intensive care units.
AMAÇ: Neonatal sepsise neden olan mikroorganizmaların ve antibiyotik duyarlılığının saptanması, ampirik antibiyotik tedavi prosedürünün belirlenmesi ve uygun antibiyotik seçimi açısından önemlidir. Bu çalışmada hastanemiz yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde kan kültürlerinde üreyen mikroorganizmaların dağılım oranları ve antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır.YÖNTEMLER: Ocak 2010- Eylül 2013 tarihleri arasında yenidoğan yoğun bakım ünitelerinden, mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen 6116 kan kültürü otomatize kan kültürü sistemi ile değerlendirilmiştir. İzole edilen mikroorganizmaların tanımlanmasında konvansiyonel yöntemlerin yanında API 20 E, API 32 E ve API 20 STREP Biomerieux, Fransa yarı otomatize tanımlama sistemleri kullanılmıştır. İzole edilen mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılık testleri Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile yapılmıştır.BULGULAR: Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinden gelen 6116 kan kültür örneğinin 324'ünde % 5.3 kontaminasyon; 315'inde % 5.2 klinik açıdan an¬lamlı üreme tespit edilmiştir. Üreme tespit edilenlerin 248'inden % 78.7 Gram pozitif bakteriler ve 58'inden % 18.4 Gram negatif enterik ve nonfermenter bakteriler, birinden % 0.3 Haemophilus influenzae, sekizinden % 2.5 Candida spp. izole edilmiştir. En sık üreyen mikroorganizmaların % 70.8 ile koagülaz negatif stafilokoklar olduğu görülmüştür. Gram pozitif bakterilerin % 4.4’ünde Staphylococcus aureus saptanmıştır. S. aureus üreyen hastaların % 54.5’inde metisilin direnci gözlenmiştir. Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae’nın her birinin enterik ve nonfermenter bakteriler içindeki yüzdesi % 6.7 olarak saptanmış olup, E.coli’lerin % 61.9’unda, K. pneumoniae’ların % 52.4’ünde Genişlemiş Spektrumlu Beta Laktamaz pozitifliği tespit edilmiştir. SONUÇ: Yoğun bakım ünitelerindeki dirençli mikroorganizmaların sıklığını azaltmak için aktif sürveyans çalışmalarının yapılması, enfeksiyon kontrol önlemlerine uyulması ve uygun antibiyotik politikalarının geliştirilmesi gerekmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 4 Issue: 3 |