OBJECTIVE: Diffuse interstitial lung disease DILD defined a heterogenous group with similar clinic, radiologic and functional group and unknown etiology.Diagnosis,follow-up and treatment of DILD is a significant challenge to the clinicians.In this study,we aimed to assess DILD patients who had attended to our clinic for diagnostic and treatment approach, retrospectively.METHODS: A hundred and sixty three files of cases with DILD who had attended to our clinic evaluated, retrospectively.RESULTS: The main age was 58,3± 15,2 and 150 of them female and 13 male.The DILD diagnosis were: 33 cases sarcoidosis, 25 cases idiopathic pulmonary fibrosis, 16 cases collagen vascular disease,4 cases eosinophilic pneumonia, 1 cases pulmonary hemosiderosis, 10 cases hypersensitivity pneumonitis,1 case alveolar proteinosis,2 case bronchialitis obliterans and 49 cases undefined DILD.High resolution computerized tomography HRCT was performed in 153 cases and fiberoptic bronchoscopy in 110 cases. In 18 patient transbronchial lung biopsy was diagnostic in cases who assessed with TBLB and bronchoalveolar lavage.Open lung biopsy was diagnostic in 4 cases.55 cases 33,7 % had pathologic diagnosis. 75 40 % of patients were treated by steroids and 88 patiets were followed up by semptomatic treatmentCONCLUSION: Diagnosis can be improved by a multidisciplinary approach, advanced interventional diagnostic procedures for appropriate patients and planned adequate management.
AMAÇ: Diffüz intersitisyel akciğer hastalığı DİAH benzer klinik, radyolojik ve fonksiyonel özellikler taşıyan, etyolojisi tam olarak aydınlatılamayan heterojen bir grubu tanımlar.Tanısı, takibi ve tedavisi klinisyenler için zorluklar taşımaktadır.Bu çalışmada, kliniğimizde DİAH tanısı alan olguların tanı ve tedavi yaklaşımları açısından deeğerlendirilmesi amaçlandı. YÖNTEMLER: Kliniğimizde DİAH tanısı alan 163 olgunun kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi. BULGULAR: Olguların yaş ortalaması 58,3± 15,2 olup 13’ü %7,97 erkek ve 150’si 92,02 kadın idi. Olguların 33’ ü sarkoidoz, 25’i IPF, 6’sı eosinofilik pnömoni,16 ’sı kollojen doku hastalığı, 1’i pulmoner hemosiderozis,10’u hipersensitivite pnömonisi,1 ’ i alveolar proteinozis ve 2’si bronşiyolitis obliterans olarak tanı alırken 49’u sınıflandırılamayan DİAH olarak takip edilmiştir.153 olgu yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi HRCT ile değerlendirilmişti. 110 olguya fiberoptik bronkoskopi yapıldı. Bronkoalveolar lavaj ve transbronşiyal biyopsi yapılan hastalardan 18’inde TBAB tanı koydurucu idi ve tanı konulamayan 4 hastada kesin tanıya akciğer biyopsisi ile gidildi. Olguların 55 %33,7 ’i patolojik tanı almıştı.Hastaların 75 %40 ’ı steroid tedavisi almıştı. 85 hasta semptomatik tedavi ile takip edilmişti. SONUÇ: DİAH’ da tanı oranı multidisipliner bir yaklaşım, uygun hastalarda ileri tanısal yöntemler ile arttırılabilir ve uygun hasta yönetimi planlanabilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 4 Issue: 4 |