Amaç: Preeklampsi, gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan patogenezi hala tam anlaşılamamış hipertansiyon, proteinüri ile karakterize multisistemik bir sendromdur. Bu çalışmada, preeklampsi patogenezinde önemli rollere sahip olduğu düşünülen oksidatif stres mekanizmasının aydınlatılmasına yardımcı olabilmek için angiyogenezde majör rolü olan, endotel fonksiyon bozukluğu ve endotel fonksiyonunu koruyucu olduğu düşünülen VEGF-A (Vasküler endotelyal büyüme faktörü-A) ve oksidatif stresin birçok aşamasında farklı işlevleri olan HSP90 (ısı şoku proteini90) ile preeklamptik plasentalardaki değişiklikleri immünohistokimyasal olarak incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Doku örnekleri vaka grubunda 10 preeklampsili gebeden ve kontrol grubunda ise 10 sağlıklı gebeden alındı. Gebelerin yaş, gravida ve parite gibi bilgileri veri olarak alındı. Kontrol grubu ve preeklampsili gebelerden alınan örnekler histokimyasal, immunohistokimyasal ve elektron mikroskobik yöntemlerle değerlendirildi. Bulgular: Değerlendirmeler sonucu, preeklampsili gebelerin plasenta dokularında serbest villus sayısında azalma, villuslardaki fetal kapiller sayısında azalma, fetomaternal bariyerlerin morfolojik yetersizliği, villus stromasında kolajen artması, sinsisyotrofoblast bazal membranında kalınlaşma gibi histolojik farklılıklar gözlenmiştir. Bununla birlikte preeklamptik gebelerde plasental VEGF-A immünreaktivitesinin kontrole göre azaldığı, HSP90’ın ise arttığı saptanmıştır. Sonuç: Bu sonuçlar, her iki endojen molekülün de preeklampsi patogenezinde oldukça önemli rollere sahip olduğunu göstermektedir.
İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi
25262
25262
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 25262 |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 9 Sayı: 3 |