The rock-cut cemetery at Alahan is situated on the hillside to the west of the modern village of Alahan which overlies an ancient settlement1. The cemetery was cut by the current Karaman - Mut road, built in the 1960s, which destroyed some tombs. The core of the surviving cemetery is about 300 m. northwest-southeast by 120 m. northeast-southwest , but there are burials spread across a much wider area Figs. 1-2 . The cemetery takes advantage of a number of limestone outcrops, positioned on the edge of the drop into the Geçimli Plain in the Göksu Valley, for its most spectacular interments. This cliff edge is unstable, and a combination of a major landslide and ongoing erosion has taken its toll on the southwestern areas of the cemetery, with some tombs being lost, others now on their sides. Human processes have also taken their toll on the cemetery as we see it today and the destruction of some of the tombs and their lids during looting has diminished the quality of evidence available. Those with more archaeological conscience were responsible for the removal of some of the sarcophagi and lids to Karaman Museum and Mut town centre. Modern looting within the cemetery area has revealed that the ground between the rock outcrops is densely packed with human bone. It is not clear to what extent this deposition of bone is in situ and to what degree it can be attributed to erosional process and the emptying of the rock-cut tombs by would-be looters. The sheer quantity of bone, in combination with the amounts still present in the chamber and arcosolium tombs suggests that some must derive from interments directly in the ground. The cemetery as experienced in the present is thus far removed from the original, but can give us vital clues as to the character with which it started.
Orta Isauria Bölgesi’nde, Karaman-Mut karayolu üzerinde yer alan Alahan’ın kaya nekropolü Göksu Arkeoloji Projesi çerçevesinde 2005 yılında araştırılmıştır. Nekropolde, Geçimli Ovası ve Göksu Nehri Vadisi’ne bakan kayalık çıkıntılarda kayaya oyulmuş 150 tane mezar yer alır. Mezarlar, geç Hellenistik Dönem’den geç Roma Dönemi’ne kadar uzanan bir zaman dilimine M.Ö. geç 1. yy. - M.S. 7. yy. tarihlenmektedirler ve tipolojik açıdan, varyasyonları bulunan dört ana gruba ayrılır: Arcosolium, oda mezar, lahit ve khamosorion. Araştırmanın henüz başlarında bazı arcosoliumların çiftler halinde gruplandığı ve Roma nekropollerinde alışıldık olduğu şekilde yola yönelik değil de vadiye yönelik oldukları saptanmıştır. ‘Manzaralı mezar’ inşa etme arzusu bizleri nekropolün tasarımındaki motivasyonu sorgulamaya ve hem mezar tasarımında, bir mezarın mezar blokları dâhilindeki konumunda ve hem de çevreye göre yöneliminde bir hiyerarşi bulunduğu izlenimimizi teyit etmeye yönlendirdi. Yüzey araştırması, Kültür Bakanlığı’nın verdiği izin çerçevesinde gerçekleştirildi. Mezarlar, standart belgeleme yöntemleri kullanan öğrenci grubu tarafından belgelendi; her bir mezar fotoğraflandı, çizimleri yapıldı ve GPS ölçümleri alındı. Mezar blokları civarından bir miktar seramik toplandı. Fakat bu malzeme münferit mezarların tarihlemesi konusunda yardımcı olmadı. Mezar tiplerinin, özellikle arcosolium ve khamosorionların oldukça standartlaşmış oldukları görüldü. En zengin çeşitlilik oda mezarlarda saptandı. Gömüt yerlerinin değişken sayısı, ve başka iç mekan tasarım varyasyonları; girişlerinin menteşeli ahşap kapılarla kapatılmış olması ise çoklu kullanım amacını göstermektedir. Lahitler sayıca çok azdır; tasarımları ise kimi zaman doğal kaya formasyonları ve kimi zaman da eklenen bezeme nedeniyle, çok değişiktir. Mezarların bakışımları açısından bakılınca arcosolium çiftleri her zaman Geçimli Vadisi’ne yöneliktir; tekli arcosoliumların ise yalnızca %50’si ve oda mezarların ise yalnızca %35’i bu yönelimdedir. Alahan Nekropolü, orta Isauria’daki Adrassus, Dağpazarı, Gökçeseki İmsiören ve Sinobuç gibi diğer nekropollerle büyüklük açısından benzerdir. Adı geçen nekropollerdeki mezar tipleri incelemesi sonucu mezar tipi seçiminin mevcut kayalığın doğasına dayandığı anlaşılmıştır. Mezarların yeri için Alahan ve benzeri Güneyyurt ve Feriske’deki gibi kayalık çıkıntılar değil bilakis dik yamaçlar daha çok tercih edilmiştir. Orta Isauria’da mezar bezemesi genelde pek görülmez ve bezemeli lahitler ise çoğu zaman taşınmış veya Vandallar tarafından parçalanmıştır. Bilinen bir bezeme olgusu yaygın görüldüğü üzere aslanlı kapaktır. Alahan’da varlığı bildirilen bir örnek bugün yitiktir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 17 |
Submition Date for ADALYA
The submission of the articles is between 1 September and 30 November.
Please submit your articles to the mail address adalya@ku.edu.tr in this date range; post or cargo will not be accepted. Submissions shoul be made before November 30.