Eğitim ve öğretim, bir
milletin hem kimlik ve değerlerini koruma ve tevarüs etme, hem de bilim ve
teknikte ilerlemesini sağlama aracıdır. Eğitimin birinci fonksiyonu kültürel ve
yerel, ikinci fonksiyonu ise beynelmilel ve evrenseldir. Eğitim birincisiyle
milletleri ibka ederken, ikincisinin sağladığı telâhuk-u efkâr ile
medeniyetleri inşa eder. Diğer yandan eğitim, çocuğun kabiliyet ve
istidatlarını geliştirecek en uygun ortam ve zemini hazırlama sorumluluğudur.
Bu ise talebeyi merkeze alan eğitim politikalarıyla mümkün olabilir. Eğitim;
bir dönem yapıldığı gibi cesedi yerli, ruhu ve değerleri batılı insan
yetiştirme fabrikası değildir ve olmamalıdır. Günümüzde eğitimi mecrasından
çıkaran ve bir propaganda aracı haline getiren unsurların başında, insanlığın
ortak malı olan teknolojik gelişmelerin batıya mal edilmesi, bunun üzerinden
batılı değerlerin kutsanarak “evrensel değer” olarak takdim edilmesi ve
içselleştirilmesi gayretleri gelmektedir. Eğitimi, “çocukta istendik
davranışlar geliştirme” olarak tanımlayan anlayışta “istendik” davranışlar
maalesef halkın değerleri olamamıştır. Bilakis “evrensel, çağdaş ve modern”
gibi ambalajlar içinde sunulan batılı değerler olmuştur. Toplumun bu husustaki
görüşlerini soran da yoktur. Batılı değerler millete kanunlarla
dayatılmaktadır. Bu durum eğitimin sabit değeri olması gereken kimliğimizi
tehdit etmektedir. Bu çalışma, demokrasinin siyasi sistem kadar, eğitim için de
vazgeçilmez olduğunu ortaya koymayı ve en azından disiplinler arası bir
tartışma için zemin oluşturmayı amaçlamaktadır.
Education is an instrument
both to protect and bequeath the identity and values of a nation and to provide
scientific and technical progress. The first function of education is cultural
and local; its second function is international or global. Education preserves
nations through the former while it builds civilizations through the
unification of ideas provided by the later. In addition, education is the
responsibility to prepare the most appropriate environment and ground, which
improve child’s ability and aptitude. This might be possible with educational
policies which direct its central focus on students. Education is not a factory
to grow up people whose body is native but spirit and values belongs to the
West. Today, the most threatening element to education is the appropriation of
technological advancements which are the common property of mankind for the
West and, through it, the efforts for internalization and presentation of
Western values as "universal values" by sanctifying them. In statist
conception which defines education as "the development of 'desired'
behaviours in children", the "desired" values have never become
people's values. On the contrary, they became Western values presented in such
packs as "universal, contemporary and modern". There is nobody who
asks the opinion of society in this respect. The Western values are imposed to
society by law. This situation threats our identity which is the constant value
of education. This research aims at demonstrating how democracy indispensable
for education as much as political system and providing a basis for an academic
discussion.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Alan Eğitimleri |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
All the articles published in the journal are open access and distributed under the conditions of CommonsAttribution-NonCommercial 4.0 International License
Bartın University Journal of Faculty of Education