Özellikle son birkaç asırdır dünyada meydana gelen bilimsel ve teknolojik gelişmelere ve ekonomik refaha rağmen dinî, insanî ve ahlâkî değerlerdeki zayıflama ve dejenerasyon çağdaş insanın mutsuzluğunu ve geleceğe olan ümidini azalmaktadır. Zira bilimde ve teknikte meydana gelen gelişmelerin ve ekonomik hayattaki iyileşmelerin insanlığa barış, huzur, mutluluk ve geleceğe yönelik ümit sağlayacağı beklenirken dünyada başta savaş ve çatışmalar olmak üzere, şiddetin her türlüsü doruk noktaya çıkmış, sosyal-ekonomik adaletsizlik, başta AIDS olmak üzere ahlâkî bozulmadan kaynaklanan hastalıklar, içki, uyuşturucu ve zararlı madde kullanımları, intiharlar vs. tüm dünya ülkelerinde gün geçtikçe artarak hat safhaya ulaşmıştır. Günümüz insanı tüm dinlerin telkin ettiği sevgi, şefkat, hoşgörü, iffet, affedicilik, alçakgönüllülük, yardımlaşma vb. gibi ahlâkî değerleri neredeyse unutmuş, yine tüm dinlerin yasak ettiği adaletsizliği, haksız kazancı, sahtekarlığı, vefasızlığı, şiddeti, bencilliği vs. yaşamının âdeta bir parçası haline getirmiştir. Daha da ilginç ve üzücü olan husus, günümüzdeki bu ahlâkî sorunlar, sadece bireysel ve toplumsal niteliklerle sınırlı kalmamış artık tüm dünyayı tehdit eder hale gelmiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap ve Sempozyum Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 1 |