Kur’ânî bir deyim olan “ümmet-i kâime” başlığını taşıyan makâlenin
takdîmine geçmeden evvel, bunu kaleme alırken izlediğimiz yönteme dair şu
ön-bilgiyi sunmayı yararlı buluyoruz.
Sosyal bilimlerin çok girift bir yapısı vardır. Bu gerçekten hareketle;
bunların herhangi bir dalında çalışma yapan bir araştırmacı, salt o disiplinle
sınırlı kalarak ortaya bilimsel değeri hâiz, ciddî-seviyeli bir ürün koyması
hemen hemen imkânsız gibi bir şeydir. Dinî ilimler sahası da bu kategoriye
dâhil olmakla, aynı durum burası için de geçerlidir.
Örneğin; Tefsîr alanında akademik düzeyde bir makâle, tez veya
kitap hazırlayan bir araştırmacı, buna destek ve yardımcı olabilecek yan
branşlar konumundaki Hadîs, Fıkıh, Kelâm, İslâm-Dinler-Mezhepler-Tasavvuf
Tarihi vs. disiplinlerden de azâmî derecede istifâde edecektir. Bu, gâyet tabiî
ve hatta olması gereken; yapılmadığında ise yadırganması icâbeden bir
durumdur. Zira bu ihtisas dallarının, asla birbirinden bağımsız ve kopuk olduğu
düşünülemez. Mühim olan, bunların birbirleriyle ilintilerini iyi saptamak ve
ilişkilerini yerinde ve doğru kurmaktır. Biz de –becerebildiğimiz ölçüde- bunu
gerçekleştirmeye çalıştık
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 6 Sayı: 1 |
CUIFD Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.